İki vardiyalı olarak çalışan Çağdaş Çorap fabrikasında, 3-11 vardiyasından çıkan işçilere İşçi Dayanışması bültenimizi dağıttık. Dağıtım sırasında işçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştık. Bizden aldığını arkadaşına verdiğini söyleyip tekrar alanlar, bir kaç tane daha alabilir miyim servisteki arkadaşlar da istiyor diyerek gelenler vardı. İşçi Dayanışması’nı Çağdaş Çorap işçileriyle birlikte dağıttık diyebilecek kadar büyük bir ilgi gördük.
Bülten verdiğim bir arkadaş tekrar geldi. Yine alabilir miyim servisteki arkadaşlar da istiyor dedi ve ben de onunla birlikte gittim. Servisin camından yan yana oturan iki kişiye bülten verdim. Birisi geri verdi, biraz şaşırdım, kendisi istedi sonra geri veriyor, neden ki diye geçirdim içimden. Sonra ona sordum, neden okumak istemiyorsun diye. Cevabı alınca çok mutlu oldum. Elimde başka bülten kalmadığını fark etmiş, bu yüzden “onu başka arkadaşa ver, biz kardeşiz, birlikte okuruz” demiş. Yanımıza gelip isteyenler oldu, bittiği için veremedik. Okuduktan sonra birbirlerine vermelerini, tekrar geleceğimizi söyleyip ayrıldık.
Çağdaş Çorap’ta erkek işçiler kadın işçilerden önce paydos ediyor. Kadınlar çıktıkları gibi servislerine biniyor. Gece vardiyasında yemek yok, evlerinden ekmek arası getiriyorlar. Çay hiç yok, sıcak su varmış, bardaklarını ve çaylarını da evden getiriyorlarmış. İşyerine cep telefonu sokmak yasak, götüren güvenliğe bırakıyormuş. Burası cezaevinden de, benim çalıştığım işyerinden de beter dedim. Aklıma halimize şükredelim diyenler geldi. Ben şükretmeyi aklımdan bile geçirmedim. Halimiz şükretmeyi değil mücadele etmeyi gerektiriyor. Çalıştığımız işyeri koşullarını değiştirecek olan da dünyayı değiştirecek olan da biz işçileriz. Biz UİD-DER’li işçiler dünyayı istiyoruz ve alacağız! Bunu nasıl başarabileceğimizi öğreniyoruz ve öğretiyoruz. Yapmamız gereken, sabırla öğrenip, öğretip, örgütlenmek.
Örgütlü İşçiler Yenilmezler!