AKS otomotivde işten atılan bir işçiyim. Mart ayının başında işten atmalar hızlanmış ve ilk önce aralarında işyerinde örgütlenmeyi sağlayan, örgütlülüğün devamlılığını korumaya çalışan komitedeki işçilerin de bulunduğu 7 işçi işten atılmıştı. Peşinden eskiden komite içerisinde bulunan bir işçi daha işten atıldı. Patronun bu atmalarla tavrı netleşmişti. İşten atmaların nedenini kriz olarak gösterse de, aslında işyerindeki örgütlülüğü kırıp, işyerine sendikanın gelmesini engellemeye çalışıyor. AKS patronu, işten atmaların yanında bir kampanya başlatarak kendi çıkmak isteyene tüm haklarının yanında bir maaş da ilaveten vereceğini pano aracılığı ile işçilere duyurdu. Bu ilan üzerine sendikalı bir işçi arkadaşımız da işten kendi isteği ile ayrıldı.
İşten atmalardan önce yaklaşık 20 işçiye yıllık izinleri kullandırılmıştı, bu izinler grup grup devam ediyor. İzinden dönen işçilere ihbar süreleri verilerek çıkış bildirimleri yapılıyor, hatta izinde iken bile birkaç işçi arkadaşımıza fesih bildiriminde bulunuldu. Şimdiye kadar yaklaşık 15 kişiye fesih bildirimi yapıldı.
Toplu çıkış olmamasını isteyen işveren ayda sadece 9 işçiyi işten atıyor, bildirimleri de buna göre ayarlıyor. Birleşik Meta-İş sendikasında örgütlenen işçilere, sendika, “yüz kızartıcı maddeden atılmamaya çalışın, bizler sonuna kadar arkanızdayız” dedi ve bu maddeden atılmadığımız sürece işe iade davalarımızın açılacağını bildirdi. Şimdiye kadar işten atılan tüm arkadaşların işe iade davaları açıldı. Atılan işçi arkadaşlarımızdan bazıları işyerinin karşısında bulunan büfede bekliyorlar. İşyerindeki işçiler büfede bekleyen işçi arkadaşlarımızı destekliyorlar, çay ve yemek molalarında büfeye gelerek yanlarında yiyecek ve çay getirerek destek oluyorlar.
Bizler işten atmalara karşı elimizi kolumuzu sallayıp fabrikayı terk edersek hiçbir şey kazanamayız. Bugün AKS’da, Sinter Metal’de, Desa’da veya Gürsaş’ta olduğu gibi direnmeliyiz. Patrona sonuna kadar örgütlü olduğumuzu göstermek zorundayız. Örgütlü olup mücadele ettiğimiz koşullarda tüm haklarımızı alır, daha yaşanası bir dünya yaratabiliriz. Sendikalar, dernekler gibi işçi örgütlerine sahip çıkmalı ve sonuna kadar buralarda örgütlenmeliyiz.