Biz UİD-DER’li işçiler, işçi sınıfının uluslararası mücadele günü için hazırlandık. Mahallelerde, fabrika önlerinde, duraklarda bildiriler dağıttık, ulaşabildiğimiz işli işsiz tüm işçileri 1 Mayıs alanına, UİD-DER kortejinde dünya işçilerinin sesine ses katmaya çağırdık. Bizim için 1 Mayıs’a hazırlanmak, sınıf mücadelesini bir adım daha ilerletmek, uluslararası sınıf mücadelesini yükseltmek hedefiyle çalışmak demekti çünkü…
Ancak 1 Mayıs, İstanbul’da, mücadeleyi yükseltmek üzere ortak bir mitingle kutlanamadı. Taksim’de sendika bürokratları “makul kalabalıklar” pazarlığı yaparken, ara sokaklarda devrimciler, gençler, işçiler, polis saldırısı altındaydılar. Buna rağmen sermayenin gazeteleri, televizyonları, Taksim’e çıkmayı zafer ilan etti. Tabii ki bunun altında yine sermayenin politikacılarının çeşitli yönlerden çıkar çatışması yatmaktaydı. İşçi sınıfının yaşadıklarına bir gün dahi gerçek bir sözcülük yapmayan burjuva medyanın, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanılmasından ya da Taksim’in sözde kazanılmış olmasından gerçek bir sevinç duyacağını düşünmek en iyi ihtimalle saflık olur.
Ama asıl hedeflenen başarıya ulaştı. İşçi sınıfı hareketi yine bölünmüş, yine parçalanmıştı. DİSK ve KESK bürokratları görevlerini tamamlamışlardı. Türk-İş ise rahattı. Ona kalan görev, 1 Mayıs’ı içeriği boşaltılmış, uluslararası sınıf mücadelesinden koparılmış bir kutlama gününe çevirmekti. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Türk-İş bürokratlarının rahatı kaçtı. UİD-DER hesaba katılmamıştı anlaşılan. Yürüyüş boyunca ve alanda “Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi”, “Ulusalcı Değiliz Enternasyonalistiz”, “Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Sosyalizm”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykıran Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği üyeleri Türk-İş’in oyununu bozdu. Diğer sendikalara üye işçiler de UİD-DER’li işçilerin sloganlarına katıldılar.
Önde UİD-DER pankartımız, UİD-DER yazılı kızıl flamalarımızla yürüyüşe geçtiğimizde, örgütlülüğümüz, işçi sınıfına yaraşır disiplinimiz dikkat çekti, alkışlar aldı. UİD-DER üyeleri, Kadıköy’de sendika bürokratlarının oyununu bozacaklarını, uluslararası işçi sınıfının mücadelesinin önüne geçilemeyeceğini gösterdiler. Biz varız dedik, biz varken işçi sınıfının çıkarlarını kolay kolay sermayeye peşkeş çekemeyeceksiniz dedik, işçi sınıfı sermayenin iktidarını yenecek dedik. Bütün bunları bundan sonraki 1 Mayıslarda da söylemek ve daha güçlü söylemek için örgütlenmeye ve sermayeyle uzlaşmaz bir kavga yürütmeye devam edeceğiz.
UİD-DER Yürüyor Mücadele Büyüyor!