Çalıştığım fabrikada her gün bir kural çıkarıyor patron. Vardiyalı bir işyerinde çalışıyorum. Patron efendi gece vardiyasının yemeklerini kaldırmış ve işçiler buna ses çıkarmamış zamanında. Şimdi yeni kuralıysa gündüz vardiyasında, yemekhanede, elinde kâğıtlı kalemli birinin çöpün başında durması. Çöpe kim yemeğini atıyorsa ismini yazıp patrona veriyor. Patron işçileri odasına çağırıp bağırıyor. “Yiyeceğiniz kadar alın” diye ortalığı ayağa kaldırıyor. İşi komediye vurmaya başladık. Beynelmilel filminde bir tane muhbir vardı, adamın biri ölüyor ve o yalaka muhbir de telefonda efendilerine “cenaze töreninde Hüsso dua okumadı”, “Hüsso duayı yarım okudu” diye bilgi veriyordu. Biz de şimdi öyle dalga geçmeye başladık, “üç fasulye, bir kaşık pilav attılar, yaz ağabey” diye. Ağlanacak halimize gülüyoruz. Birlik beraberlik olmadığı için gülüp geçiyoruz. Aslında patronun amacı öğlen yemeğini de kaldırmak. Bunu yaparken işçilerin üzerinde yoğun bir baskı uygulayıp sonra planlarını hayata geçirmek istiyor ve de geçiriyor. İşçilerden bir ses çıkmaması patronun işini kolaylaştırıyor. Çok güzel yemekler yiyormuşuz gibi yemeği kaldırmaya çalışıyor. Yemekte et diye, meyve diye bir şey göremiyoruz. Eski işçiler sohbet sırasında bir kere et gelmişti yemekte, bir kere de meyve olarak elma gelmişti diye anlatıyorlar. O kadar çalışıyoruz, patron sırtımızdan kâr elde ediyor, ama bize yemeği bile çok görüyor. Samanın çöpünü veriyorlar biz işçilere.
İşyerinde kadınlara çok fazla baskı yapılıyor. Şefler kadınların üzerine çok geliyor. Her gün muhakkak bir veya iki kadını aşağılayıcı laflar kullanarak azarlıyorlar. Kadınlardan biri hasta olsa veya yakını hastalansa inanmayıp izin vermiyorlar. Şefler erkek işçilere seslerini çıkartamıyorlar, kadınlara güçleri yetiyor. Bütün işyerlerinde kadın işçilere aynı veya buna benzer muamele yapılıyor. Eğer biz işçiler kadınıyla erkeğiyle işyerlerimizde bir araya gelip birbirimize sahip çıkarsak o zaman patronu da şefi de bir halt edemez. Ama sesimizi çıkarmasak yapılan baskılar artacaktır.
Baskıları geri püskürtmenin tek yolu, “birimize yapılan haksızlık hepimize yapılmıştır” deyip birbirimize sahip çıkmak, gasp etmeye çalıştıkları haklarımızı mücadele ederek savunmak, kaybettiğimiz haklarımızı geri kazanmaktan geçiyor. Baskılar bizi yıldırmamalı!