28 Mayıs sabahı KESK Genel Merkezine ve şubelerine 5 ilde yapılan baskın ve gözaltılar Taksim Gezi Parkında yapılan oturma eylemiyle protesto edildi. Protesto eylemleri aynı gün İstanbul’un yanı sıra Ankara İzmir, Adana Mersin ve Hatay’da da yapıldı.
Gezi Parkında çeşitli demokratik kitle örgütlerinin desteğiyle geniş katılımlı oturma eylemi gerçekleştirildi. “Baskılar Bizi Yıldıramaz!”, “Gözaltılar Serbest Bırakılsın!” pankartlarının açıldığı eylemde, KESK’in baskılara rağmen mücadeleye devam edeceği vurgusu yapıldı.
KESK Dönem Yürütmesi adına okunan basın açıklamasında, KESK’in 250 bin üyesi olan bir demokratik kitle örgütü olduğu hatırlatılarak şöyle denildi: “KESK baskılara, sürgünlere, tutuklamalara tarihi boyunca göğüs germiş, kamu emekçilerinin haklarını savunmak için bedeller ödemiş bir demokratik mücadele örgütüdür. KESK gerçek bir sendikadır. Bir emek örgütü olan konfederasyonumuza yönelik tırmandırılan polis baskısı hiçbir demokratik ölçüye uymamaktadır. KESK’i yıldırmayı, sürdürdüğü emek ve demokrasi mücadelesinde yıpratmayı hedefleyen bu faşizan tutum amacına ulaşamayacaktır.”
Açıklamanın devamında hükümete seslenilerek, KESK’in baskılara boyun eğmeyeceği, mücadele çizgisinden geri durmayacağı vurgulandı ve gözaltına alınan KESK üyelerinin derhal serbest bırakılması istendi. Atılan sloganlarla canlı geçen oturma eylemi basın açıklamasının ardından sona erdi.
KESK şubelerine yönelik baskınlar Mayıs ayının başında da gerçekleşmiş, kimi üyeler tutuklanmıştı. Bu defa Kürt sorununun çözümüne yönelik tartışmaların yoğunlaştığı bir dönemde bu baskınların yeniden gerçekleştirilmesi, KESK Genel Merkez ve şube yöneticilerinin sözde PKK’yle ilişkili oldukları gerekçesiyle gözaltına alınması, devletin bu konuda ne kadar samimi olduğunu da ortaya koymaktadır. Bir yandan çözüm çağrıları yapılırken diğer taraftan demokratik kurumlar baskı altına alınıyor, yapılan baskınlarda KESK’in Avrupa sendikaları, başbakanlık, TBMM ve cumhurbaşkanlığı makamı ile yaptığı yazışmaların belgelerine el konuluyor, kurum temsilcileri gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
Yapılan bu baskınlar emekçileri susturma, baskı altına alma amacını taşıyor. Ancak bu baskılar tıpkı şimdiye kadar olduğu gibi şimdiden sonra da KESK’li işçileri yıldıramayacaktır.