Matbaa işçisi olarak bizler her gün, tonlarca kâğıdın, milyonlarca adet reklâm ürünün elimizin altından akıp gitmesine şahit oluyoruz. Ürettiklerimizin her biri patronların reklâm, afiş, fatura gibi ihtiyaçları için kullanılıyor. Birkaç gün sonra da yırtılıp atılıyor. Bu işten patronlar para kazanırken, koca koca ormanlar yok ediliyor. Doğaya sessizce verilen bu zarar tüm insanlığı tehdit etmiyor mu?
Matbaa patronları o kadar ikiyüzlüce davranıyorlar ki, göstermelik kampanyalarla kendilerini aklamaya ve asıl suçluyu gizlemeye çalışıyorlar. Örneğin çok kâğıt tüketilmesini insanların tutumlu olmayıp müsrif olmalarına bağlıyorlar. Ofislere kâğıt atık çöpleri koyarak bu katliama engel olabileceğimizi söylüyorlar. İşte size bir başka matbaacının ikiyüzlü önerisi: Konya’daki Damla Ofset “kullandığımız kâğıdı yerine koyalım” sloganıyla bir kampanya başlatmış. İnsanların kâğıt kullanımına dikkat etmediğini söyleyen Damla Ofset yetkilileri, her vatandaşın ağaç dikerek üstüne düşen görevi yerine getirmesi gerektiği önerisinde bulunmuşlar.
Bir matbaa işçisi olarak, bu ve benzeri kampanyaların ağaçlar ve doğa düşünüldüğü için değil, matbaa patronlarının hoyratça katlettikleri ağaçlar tükendiği için düzenlendiğini düşünüyorum. Ağaçların hoyratça tüketildiği doğrudur. Peki ağaçları katledenlerin patronlar olduğu apaçık ortada değil mi? Bir de kampanyalarla insanları ağaç dikmeye davet ediyorlar. İnsanlar el birliği ile ağaç dikecek, matbaa patronları da bunlardan elde edilen kâğıtları işleyip insanlara satacaklar. Bu ikiyüzlü kampanyalara kanmamalıyız. Ormanları kurtarmak için biz matbaalarda çalışan işçiler de harekete geçmeliyiz. Öncelikle insana ve doğaya zarar veren bu sistemden kurtulmalıyız. Bizler birleştiğimizde, patronların sömürü düzenine son verdiğimizde, işte ancak o zaman ağaçlar boy boy yeşerecek.