
Selam dostlar. Anlatacağım şeyi nasıl anlatayım bilmiyorum ama anlatmak istediğim şeyi anlatmama sanırım aşağıdaki resim de yardımcı olacaktır. Bu resmi ben çektim, görünce bir an içim burkuldu. O kadar insanın geçtiği taş kaldırımda bir kadın uyuyor, yanında küçücük bir yavrucuk kuru ekmeği kemirmeye çalışıyor, yanlarından geçen insanların ayak tozlarını soluyorlar. Eminim bu resme farklı yorumlar olacaktır. Kimisi dilenci, kimisi çingene, kimisi daha farklı şeyler diyecektir. Ama ben şundan eminim ki o da bizden birisi. Bizim sınıfımızın bir üyesi, çaresizce taş kaldırımda uyuyor. Son zamanlarda çok sık karşılaştığımız bu manzara ne yazık ki hızla ilerleyerek her yerde görünmeye başlıyor. Patronlar işçileri işsiz bırakarak, onları açlığın pençesine atıyor. Ve işsiz kalan işçiler açlıkla boğuşurken kimisi intiharı seçiyor, kimisi üç beş paçavrayla kendisini sokağa atıyor ve dilenmeye başlıyor. Amerika’da çadır kentlerin sayısı hızla artarken bizde de intihar olaylarının ve dilencilerin sayısı hızla artıyor. Hepimizin gördüğü gibi bu kapitalist sistem biz işçilere ve ailelerimize bir gelecek vaat etmiyor. Tam tersine geleceğimizi tehlikeye atıyor. Bu resim sadece bir örnektir. Biz işçiler eğer ki birlik olmazsak daha çok şey kaybedeceğiz.
Peki ne yapılabilir?
- Bence önce en basitinden yasal haklarımızı öğrenmeliyiz.
- Çalıştığımız işyerlerinde bu haklarımızı işçi arkadaşlarımıza anlatmalıyız.
- Bilinçlenmeli ve bilinçlendirmeliyiz.
- İşçi arkadaşlarımızın işten atılmalarına göz yummamalıyız.
- Öğrendiklerimizi hayata geçirmek için emek harcamalıyız.
Aksi takdirde öyle görülüyor ki daha sokakta yatan çok insan göreceğiz, tabii bunların içinde bizler de olabiliriz.