Merhaba arkadaşlar. Ben bir dönem Çorlu tabakhanelerinde, şimdi ise Tuzla’da çalışan bir deri işçisiyim. Deri işçiliğim boyunca hayatımdan hiç memnun olmadım. Nedeni ise, işkolumuzda çalışma koşullarının ağır olması ve emeğimizin karşılığını alamamak. Halbuki bizlerin tek istediği insanca yaşamak, insan haysiyetine yaraşır bir ücret almak ve insanca bir ortamda çalışmaktır. Buna rağmen patronlar her geçen gün pervasızca saldırıp var olan haklarımızı elimizden alıyor ve bizleri köle gibi çalıştırmak istiyorlar. Aslında bütün bu olumsuzlukların tek sorumlusu bizleriz. Bizler emeğimizi ve var olan haklarımızı gerektiği gibi savunup sahip çıkamıyoruz. Bunun nedeni ise örgütsüz oluşumuz.
Arkadaşlar, bizlerin dini, dili, ırkı hiç önemli değildir. Patronlar bizleri bu ayırımlarla kandırmaya çalışıyor. Bizler bu tuzaklara düşmeden birbirimize sahip çıkarak sınıf mücadelesine yakışır bir duruş sergilemeliyiz. Yapacağımız şey ilk olarak sendikamıza, örgütlülüğümüze sahip çıkmak, ikincisi de sınıfsal ve siyasal olarak kendimizi geliştirmek olmalıdır. Bu ikisini yapamamışsak örgütsüzüz demektir. Ne yazık ki gerek işyerlerimizde gerekse de genel olarak sınıf mücadelesinin durumuna baktığımızda örgütsüzlüğümüz açıkça görülüyor.
Bugün en büyük sorunlarımızdan birisi de kapitalizmin küresel krizidir. Çünkü bu krizin faturası bizlere kesildi. Ücretlerimiz yarıya indirildi ve pek çok hakkımız elimizden alındı. Ama bizler çok iyi biliyoruz ki sorun tek başına krizler değil bizzat kapitalizmin kendisidir.
Yaşasın sınıfsız sömürüsüz bir dünya düzeni! Yaşasın sosyalizm!