Yaşanan son krizle birlikte Autoliv Cankor firmasında yaşanan işçi kıyımı ve ardından fabrikada ortaya çıkan çalışma koşullarındaki zorlukları siz sınıf kardeşlerimle daha önce paylaşmıştım. Sizlere bu fabrikada geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olayı aktarmak istiyorum.
Autoliv firması patronu takım liderleri ile bir toplantı yapıyor. İşyeri çalışanlarının neden mutsuz olduğunu, yüzlerinin neden gülmediğini merak ettiğini söylüyor. “Çalışanların mutsuzluğunun üretime olumsuz biçimde yansıdığından, standartlara uyulmadığından, kalite problemleri yaşandığından” şikâyet ediyor. Açık bir şekilde de ifade ettiği gibi, aslında derdi gerçekten çalışanlarının ruhsal durumu değil, bunun üretimde yarattığı aksaklıklar tabii ki.
Takım liderlerinden işçilere birer kâğıt dağıtmalarını istiyor. İşçiler “neden mutsuz olduklarını bu kâğıda aktarsın” diye buyuruyor. Buyrulduğu gibi çalışanlara birer kâğıt dağıtılıyor, işçiler memnuniyet duymadıkları her şeyi döküyorlar bu kâğıtlara. Kimi işçiler üzerindeki baskılardan, kimi çalışma saatlerinin uzunluğundan, kimi yemeklerin kötü oluşundan, kısacası rahatsız oldukları her şeyden bahsediyorlar. Yazılan kâğıtları önce takım liderleri okuyor, sonra sendika temsilcisi satır satır gözden geçiriyor. Hangisi patronun eline ulaşacak meçhul. Hoş patronun eline ulaştığında bu sorunların hangisi onun umurunda olacak orası da ayrı bir tartışma konusu.
Kriz bahanesiyle yüzlerce işçisini kapının önüne koyan, kalan işçilere çalışma saatini 12 saate çıkarıp daha az elemanla daha çok iş yapmayı dayatarak neredeyse işkence yapan, krizden etkilendiğini söyleyip işçiler üzerinden olmadık tasarruflara giden, yemekten, ısınmadan kısan, ücretsiz izinlere boğan ve tüm bunlara rağmen pişkin ve utanmaz bir edayla “işçilerim neden mutsuz” diye sorgulayan patron ne kadar önemsiyor olabilir “işçisini”?
Autoliv işçisi mutsuz. Çünkü yanında çalışan arkadaşı gözünün yaşına bakılmadan sokağa atıldı. Autoliv işçisi mutsuz, çünkü uzun çalışma saatlerine mahkûm edildi. Autoliv işçisi mutsuz, çünkü işten atılma korkusu ensesinden inmiyor. Autoliv işçisi mutsuz, çünkü kıt kanaat geçiniyor, hak ettiğini de zaten alamıyor.
Autoliv patronu kendi yarattığı mutsuzluğun nedenini işçilere soradursun, tüm patronlar sınıfı, bıçak kemiğe dayandığında ve işçi sınıfı yumruğunu suratlarına indirdiğinde, kendi mutsuzluğunu ve çaresizliğini gömecek yer bulamayacak. Proletaryanın birleşen ve yenilmez gücü tüm patronlar sınıfını alaşağı edecek ve bizler yaşanası güzel bir dünyaya merhaba diyeceğiz.
Birleşen İşçiler Yenilmezler!