UİD-DER’le tanışmadan önce, ben de birçok işçi arkadaşım gibi sigortasız çalıştım. Maalesef asgari ücretin üzerinde aldığım maaş gözümü boyuyordu. Emekli olmak, hastalanmak, iş kazaları gibi şeyler aklımın ucundan bile geçmiyordu. Kıdem tazminatı gibi sosyal haklarımı bilmiyordum. Hayata sanki hiç yaşlanmayacakmışım gibi bakıyordum.
Çalıştığım işyerlerinde, benim gibi diğer işçi arkadaşlarım da sosyal haklarını bilmiyordu. Patronlar bizlerin sırtından milyarlar kazanırken bizlerse onların oyununa gelip senelerce haklarımızdan habersiz kârlarına kâr katmışız. Eski işyerimde sigortamın yapılmasını talep ettiğimde pervasızlaşan patron, “Sanki benim sigortam var mı ki sizlerin sigortasını yapayım! Şu hayatta kimsenin garantisi yok, ne yapacaksınız sigortayı? Nasıl olsa Avrupa Birliği’ne gireceğiz, devlet herkesi sigortalı yapar” gibi safsatalarla bizleri oyalamıştı. Biz işçiler patronlardan haklarımızı istemeye başladığımızda iyi bir aktör gibi oynayıp duygu sömürüsü de yapıyorlar. Gerekirse ağabeyimiz, babamız rolüne bürünüyorlar. “Abisi bu ay elim sıkışık, önümüzdeki ay başlatırım sigortanızı” diyorlar. İşlerine gelmediğinde de bir anda o sevecen abi, oluveriyor kabadayı!
UİD-DER’le tanışmadan önce patronların bu yalanlarına kanıp senelerce sigortasız ve haklarımı bilmeden çalıştım. UİD-DER’le bilinçlenip hem kendi haklarımı öğreniyor hem de çalıştığım işyerlerinde işçi arkadaşlarıma anlatıyorum öğrendiklerimi. Bizim sırtımızdan geçinen asalaklar sınıfına dur demek için bütün işçi arkadaşlarımı UİD-DER safına davet ediyorum.