İngiltere’nin Lindsey petrol rafinerisinde patronların saldırıları artıyor. Geçtiğimiz hafta 51 işçi işten atıldı. Bunun ardından 1200 işçi, işten çıkartılan arkadaşları tekrar işe alınıncaya kadar çalışmayacaklarını duyurarak greve gittiler. Bu grevi “yasadışı grev” olarak tanımlayan Total patronu, 18 Haziran gecesi 900 işçiyi daha işten çıkardı.
İşçiler, Total patronunun kendileriyle “hiç kimsenin işten atılmayacağına” dair bir sözleşme imzalamış olduğunu belirtiyorlar. Total patronu ise bunu yalanlayarak, işçilere yasadışı grevlerine son vermelerini ve işbaşı yapmalarını salık veriyor.
51 işçinin işten atılmasının ardından Lindsey’de başlayan grevler diğer kentlere de yayılıyor. Aralarında İngiltere’nin en büyük termik santralinin de bulunduğu çeşitli santrallerde işçiler “yasadışı” greve gittiler.
Yasalara uygun hareket ettiğini söyleyen Total patronu, Ocak ayında da, göçmen İtalyan ve Portekiz işçilerini getirerek daha ucuz işgücü kullanmasını sağlayan “yasayı” uygulamıştı! İşçilerin buna karşı grevler düzenlemesinin ardından üretim büyük çapta sekteye uğramıştı. Sonuçta patron geri adım atmak zorunda kalmıştı.
Total patronunun uygulamaları akıllara şu soruyu getiriyor: “Yasaları kim yapıyor?” ve “Bu yasalar kimi korumak için yapılıyor?” Yanıt belli değil mi?