
Dearsan-2.JPG [1]
Basın açıklamasını okuyan Limter-İş Genel Başkanı Cem Dinç şunları söyledi: “Pozitif Denizcilik’in patronu kendi keyfine göre hareket ediyor. Bu taşeron içerisinde yaşananlar ilk değil son da olmayacak. Taşeron patronu keyfi ve adaletsiz şekilde davranmaya devam ettiği sürece bizim de mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Bütün haklarımızı alana kadar direnişimize devam edeceğiz.”
Bizler de UİD-DER’li işçiler olarak, direnişe çıkan işçilere destek sunmak üzere basın açıklamasına katıldık. Direnen işçi kardeşlerimize, “patronlara karşı olan bu haklı mücadelenizi sonuna kadar destekliyoruz” dedik. Direnişteki işçi kardeşlerimiz de UİD-DER’e teşekkür ettiklerini dile getirdiler.
Dearsan işçileri, basın açıklamasına, “Kıdem, İhbar ve Sosyal Haklarımızı Gasp Ettirmeyiz!” pankartıyla katıldılar. Pendik askeri tersanesinde bulunan CHT firmasına bağlı İnto Denizcilik işçileri de sınıf kardeşlerine destek vermeye geldiler. İnto Denizcilik işçileri 23 Haziranda direnişe başlamışlardı.
Konuştuğumuz direnişçi işçiler olayların nasıl geliştiğini anlattılar: “Taşeron patronu haklarımızı vermemek için ‘tüm sosyal haklarımı, yıllık izin, dini ve resmi bayram paralarımı aldım’ ibareli bir belgeyi zorla imzalatmak istedi. Bunun üzerine hiçbir arkadaşımız kâğıtları imzalamadı. Daha sonra taşeron patronu bizleri tek tek yanına çağırarak bizi bölmek için herkese tehditler savurdu. Bu tehditlere boyun eğmedik ve 9 kişi bu belgeyi imzalamadık. Ardından iş yavaşlatma kararı aldık. Bunu öğrenen patron noter çağırarak bizi çalışmıyor göstermek istedi. Noter geldiği sırada bizi idari binaya gönderdiler ve durumu son anda anladık. Hemen işlerimizin başına döndük. Bunun üzerine hiçbir şey yapamadılar.”
İşçiler sözlerine şöyle devam ettiler: “Taşeron patronu belgeyi imzalamadığımız için hiçbir hak vermeden bizi işten çıkardı. Daha sonra Limter-İş ile görüşerek tersane patronunun yanına gittik. Tersane patronu ise ‘cuma günü gelin bütün haklarınız verilecek’ diyerek bizi gönderdi. Cuma günü taşeronun bürosuna gittik ve birkaç belge imzalayıp sadece maaşlarımızı aldık. Sonradan öğrendik ki bize imzalattığı belge iş yasasının 25. maddesiymiş yani yüz kızartıcı suç işlediğimiz için bizi işten attığına dairmiş. Bizim maddeyi bilmememizden faydalanarak hile yoluyla işsizlik sigortasından yararlanmamızı engelledi. Bunun üzerine pazartesi günü direnişe çıktık.”
Basın açıklaması “İhbar, Kıdem Hakkımız Gasp Edilemez!”, “Direne Direne Kazanacağız!”, “İşçiler Birleşin Sömürüye Son!” ve “Yaşasın Sınıf Dayanışması!” sloganlarıyla son buldu.
Tersanelerde olduğu gibi birçok sektörde krizden dolayı işçiler üzerindeki baskılar kat be kat arttı. Birçok işyerinde sesini çıkartan işçiler hemen işten atılıyor. Tüm bu haksızlıkların üstesinden ancak ve ancak birleşirsek gelebiliriz. Birleşip örgütlü gücümüzü patronlara göstermeliyiz.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!