“Uyanıştan Başkaldırıya” adlı oyunumuzun son gösterimi Gebze Osman Hamdi Bey Sahnesi’nde gerçekleştirildi. İşçi sınıfının mücadele tarihinde çok önemli bir yere sahip olan 15-16 Haziran Genel Direnişine giden süreci ve direnişten kesitler aktaran oyunumuz, İstanbul’un iki yakasından sonra, Gebze’de de büyük bir ilgi gördü. Oyunun gösterildiği salonu dolduran 500 kişi arasında E-Kart grevcileri, Basın-İş, Kristal-İş, Petrol-İş ve Birleşik Metal-İş sendikalarından sınıf dostlarımız da vardı.
1970’te büyük bir direniş gerçekleştiren işçiler, patronların yüreğine korku salmış, onların düzenine başkaldırmışlardı. İşçiler 15 Haziran sabahı Gebze’den, Kartal’dan, Kadıköy’den, Eyüp’ten, Silahtarağa’dan, Levent’ten meydanlara akmıştı. İşçi kitlesi karşısında korkuya kapılan patronlar kaçmış ve orduyu göreve çağırmışlardı. Daha sonra yasayı geri çekmeye mecbur kalan hükümet, sıkıyönetim ilan ederek işçileri durdurmaya çalışmıştı.
Sermaye sınıfı bu büyük direnişi işçi sınıfının hafızasından tümüyle silmek için bugüne kadar elinden gelen her şeyi yaptı. 15-16 Haziran günlerinde olduğu gibi işçilerin bir daha uyanıp ayağa kalkmaması için darbelerle, tutuklamalarla, baskılarla, kültürel yozlaşmayla genç işçi kuşaklarının zihinlerini tam bir kuşatma altına aldı ve bugünlere gelindi.
UİD-DER İşçi Tiyatrosu, sermaye sınıfının unutturma ve yok sayma saldırılarına önemli ve anlamlı bir yanıt verdi. İşçi sınıfının şanlı mücadele tarihini genç işçilere, grev ve direnişlerini sürdüren işçilere, işyeri temsilcilerine ve mücadeleci sendikacılara sunarak birlik ve dayanışma için tutmamız gereken yolu gösterdi.
Oyun esnasında hınçla, öfkeyle ama umutla da dolduk. Aşağılanan, yok sayılan ve sömürülen işçiler olarak, örgütlendiğimizde ve mücadeleye atıldığımızda nasıl da büyük bir dev haline gelebildiğimizi gördük. Oyun sonrasında E-Kart grevcisi bir işçi kardeşimizin eşi, “neden beni de aile komitenize çağırmadınız” diye eşine ve grevci arkadaşlarına sordu. Yürüttükleri mücadelenin tam da böyle olması gerektiğini düşünen bir sınıf kardeşimiz, bu tip oyunların önemini vurguladı. Taban örgütlenmelerinin önemini belirten bir sendikacı dostumuz, militan sınıf sendikacılığını hayata geçirmenin ne derece hayati olduğunu, oyundan hareketle dile getirdi. Oyunu izlemeye gelen genç işçilerin bazıları, işçi sınıfının böyle bir güce ulaştığına ilk kez şahit olduklarını, “mücadeleden geri durmamak gerektiğini öğrendiklerini” dile getirdiler.
“Uyanıştan Başkaldırıya” adlı oyunumuz işçi sınıfının mücadele etmekten başka bir yolunun olmadığını anlattı. Şimdi bizlere düşen görev, örgütsüz işçi kardeşlerimizi de örgütlemek ve mücadele saflarımıza katmaktır. Sabırla, disiplinle, ter akıtarak mücadelemizi her yerde büyütmeliyiz. İşsizliğin, açlığın ve sömürünün kaynağı olan kapitalizmin kökünü kurutmak için, 15-16 Haziran Genel Direnişinin ruhuyla, haydi UİD-DER’le mücadele saflarına.