Krizin işçi ve emekçiler üzerindeki etkisi her geçen gün katmerleşerek artıyor. İşten atmalar, ücretsiz izinler, ücret kesintileri vs. bütün bu yapılan saldırılarla işçiler her geçen gün yoksulluğun ve sefaletin pençesine itiliyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de zamlarla uğraşıyoruz. Sıradaki zam ise suya geliyor.
İSKİ Genel Müdürlüğünde düzenlenen basın toplantısında zam talebi dile getirildi. İSKİ Genel Müdürü zam isteklerinin nedenini şöyle açıkladı: “İSKİ bütçesindeki gelir/gider dengesinin kurulması, maliyetli kredi kullanımının asgari düzeyde tutulması, hayati önemi haiz suyun İstanbul halkına sürekli olarak temin edilmesi ve yeni yatırımlara kaynak oluşturulması amacıyla teklif hazırladık. Teklifimiz kabul edilirse 1 Ağustostan itibaren zam uygulanmasını istiyoruz.” Bu açıklamanın ardından ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, “İstanbul’un her noktasını denize girilir hale getirmek, çevresini güzelleştirmek, çevre kirliliğinden kurtulmak için İSKİ’nin zam yapması gerekiyor” dedi. Zam nedenini “halka daha kolay ve düzenli su temin etmek” olarak gösterdiler. Utanmasalar –gerçi utandıkları da yok ya– zammı insanlık için yapıyoruz diyecekler.
İşçilerin birçoğu işsiz. Karnımızı zor doyururken bir de sudan darbe yiyoruz. İçtiğimiz bir su vardı o da artık zehir oldu. Bu zam ne ilk ne de son olacak. Her geçen gün bunlara yenileri eklenecek. Burjuvazi ve onun şakşakçıları biz işçiler örgütsüz olduğumuz sürece birer vampir gibi üstümüze saldıracaklar. Ama buna engel olmak bizlerin elindedir. Her geçen gün sırtımıza artarak inen kırbaçları onların kafalarında şaklatabiliriz. Yeter ki örgütlenelim ve örgütleyelim.