
Validebağ Devlet Hastanesinin, Kamu Hastaneleri Birlikleri Yasa Tasarısı kapsamında Üsküdar Devlet Hastanesiyle birleştirilmesi, hastane çalışanları, Validebağ sakinleri, hasta yakınları, UİD-DER, ESP, Yurtsever Cephe ve Validebağ Gönüllüleri Derneği üyeleri ile direnişteki SEGA işçilerinin katılımıyla protesto edildi. Hastane birleştirme işleminin resmen tamamlanacağı 30 Temmuz günü yapılan eyleme hemşireler, laborantlar ve doktorların yanı sıra taşeron işçiler de büyük oranda katıldılar. Taşeron işçileri, firma yetkilisinin baskısıyla iş kıyafetlerini çıkarak eyleme katılabildiler.
Hastane emekçilerinin akıbetini belirsizliğe mahkûm eden birleştirme, tüm çalışanlarda ve uzun yıllardır bu hastanede tedavi gören hastalarda tepkiye neden oluyor. Bu nedenle eylem öncesi hazırlıklara da hastane çalışanlarının önemli bir bölümü katıldı. Validebağ halkını ve sağlık çalışanlarını Validebağ Korusuna ve hastanelerine sahip çıkmaya çağıran bildiriler, birkaç gün boyunca hastanede ve hastane çevresinde dağıtıldı. Hastane girişleri ve bahçesine pankartlar asıldı. Eylem günü kantin önüne kurulan masada imza toplandı. Bu çalışmalar sonucunda, eyleme katılım da daha yüksek oldu. İmza masasına çevredeki insanlar yoğun ilgi gösterdiler.
Poliklinikler önünde toplanılmasının ardından başlayan eylemde söz alan Hüseyin Demirdizen, İstanbul’un Anadolu yakası için nefes alınabilen bir yer olan Validebağ Korusunun varlığının tehlikeye girdiğini, hastanenin de gözden çıkarıldığını anlatarak, “madem iyi bir şey yapıyorsunuz neden buranın halkıyla birlikte kutlamıyorsunuz?” dedi.
Demirdizen’den sonra söz alan SES işyeri temsilcisi Feride Güvenç, “Bizler halk yararına yapılacak bir şeye karşı olmayız… Yaptığımız bu eylemlerle örgütlülüğümüzü ortaya koymuş oluyoruz. Bizler, bir gün sonra ne olacağını bilmeden, belirsizlik içinde çalışıyoruz. Bu süreçte biliyoruz ki hepimiz mağdur olacağız” dedi. Güvenç, konuşmasının sonunda, mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
SES Anadolu Şube Yöneticilerinden Kadir Baydemir, yaptığı konuşmada “Eğer örgütlüysek hiçbir yeri talan ettirmeyiz… Bu mücadele uzun sürecek ama direnenler kazanacak. Sağlık Bakanlığı çıkıp buranın ne olacağını açıkça söylemiyor” dedi. SES dışındaki sendikaların mücadeleye katılmayarak hastane çalışanlarını yalnız bıraktığına dikkat çeken Kadir, “bu hastaneden bir taşeron çıkarılırsa, arkadaşlarımız başka yere gönderilirse karşı çıkmalıyız” dedi.
Konuşmaların ardından basın açıklamasını okumak üzere İstanbul Tabip Odası İşyeri Temsilcisi Nalan Sancak söz aldı. Sancak, devletin sağlık hizmetine ayırdığı bütçeyi küçültmek istediğine, faturanın da emekçilere çıkarılmak istendiğine işaret ederek; “İşte bu nedenlerle bizler bu hastane birleştirmelerinin daha verimli ve etkin bir sağlık hizmeti verebilmek amacıyla yapılmadığını biliyoruz. Yangından mal kaçırır gibi, birçok arkadaşımızın izinleri durdurularak ve fazla mesaiye bırakılarak yapılmakta olan bu devir işlemlerindeki aceleye getirme çabasının nedeni de, olası tepkinin önüne geçebilmek ve mücadeleyi engellemektir. Bu durumun farkında olarak mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
Eyleme destek veren hasta ve hasta yakınları da uygulamaya karşı tepkilerini dile getirdiler. Eylem boyunca emekçiler tepkilerini şu sloganlarla dile getirdiler: “Söz, Yetki, Karar Çalışanlara”, “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz”, “Birleştirme Değil, İyileştirme”, “Herkese Eşit Ücretsiz Sağlık”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”. Eylem, mücadele çağrısının ardından sona erdi.