Merhaba arkadaşlar. UİD-DER’in aylık çıkardığı İşçi Dayanışması bülteninin ilk sayfasında “Kölelik Bürolarına Hayır!” başlığıyla yayınlanan yazıyı okuyunca bizim işyerine yeni alınan işçi arkadaşlar gözümde canlandı.
Ben Habaş A.Ş. bünyesinde bir taşeron şirkette çalışıyorum. Geçtiğimiz günlerde fabrikaya işçi alınacağını öğrendim. Ama bu işçiler taşeron şirkete bile alınmıyordu. Hem meraktan hem de işsiz arkadaşlara haber vermek için bu işin nasıl bir iş olduğunu araştırdım. İş 5–6 aylık bir işti ve işe alınanlar bir adamın elemanı olarak çalışacaktı. Bu işçi arkadaşları işe alan, yapacağı işi gösteren ve çalıştıran Habaş’ın şefleriydi, tabi ki yaptıkları iş de Habaş’ın işiydi. Fakat nerede olduğu belirsiz bir adamın elemanları olarak işe başlatıldılar ve sorunlar başladı. İlk önce aynı işi yapmalarına rağmen diğer işçilerden az ücret aldıklarını öğrendiler. Ama sorun bu kadar değildi, iş kıyafeti ve koruyucu malzeme alamadıkları için ve tabi ki yapılan işle ilgili eğitim verilmeden tempolu bir çalışmaya zorlandıkları için iş kazaları artmaya başladı. Hastanede iş kazası raporu tutturmaya çalışanlar ise fabrika aranınca “bu işçi bizde çalışmıyor” cevabıyla karşılaştılar.
Bu yazdıklarım sadece böyle çalışan işçi arkadaşların başına gelenlerden birkaçı, ama bu kadarı bile taşeron şirketi aratıyor bize. Bir de bu sistemin daha gelişmişinin yasalaşarak patronların hizmetine sunulmasını düşünmek bile istemiyorum. Karşısında biz işçileri örgütsüz, dağınık ve bilinçsiz bulan patronların saldırıları bitmiyor. Biz ise buna karşı hem de hiç vakit kaybetmeden birleşmeli, örgütlenmeli ve bu saldırılara karşı bilinçlenip “DUR” demeliyiz. Bunu yapabilmek için de biz işçilerin en önemli mevzilerinden biri olan UİD-DER’e daha çok arkadaşımızı getirmeliyiz. Ancak bu sayede patronların bu yaptıklarına boyun eğmeyip, haklarımızı alabiliriz. Zamanı gelince de işçilerin çıkarına olan bir dünyayı sil baştan kurabiliriz. UİD-DER büyüsün, patronların düzeni gömülsün.