Biz, Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği üyeleri olarak “İşçi Dayanışması” bültenimizin çıkan her yeni sayısını sendikalı-sendikasız tüm işçi kardeşlerimize ulaştırıyoruz. İşyerindeki sorunlar, çıkartılan yeni yasalar ve bültenimizde çıkan yazılarımız hakkında sohbet ediyoruz. Sohbetlerimiz sırasında “bu işyerinden adam çıkmaz”, “bu işçilerle bir şey olmaz”, “bu ülkedeki işçilerden adam olmaz”, “bu dünyadaki işçilerden de adam olmaz!” şeklinde duyduğumuz sözler, birbirini tanımayan farklı farklı işyerlerinde çalışan birçok işçi kardeşimizin ağzından dökülen sözlerdir. Birbirlerini tanısalar da tanımasalar da her fabrikadaki birçok işçi arkadaşımızdan bu sözleri duyarız. Aslında anlatılmak istenen şudur: “Bana bakma. Ben hakkımı aramak için en önde giderim. Ben çok düzgün bir adamım ama diğer arkadaşlarımda iş yok. Onlar hiçbir şey yapmayacakları için ben de yalnız kalırım. Onun için gel hiç uğraşmayalım.” Böylece baştan yenilgiyi kabul etmiş olur. Örgütsüzlüğü tercih eder. Bu söylemlerin bir tarafını “rahatımı niye bozayım, hiç uğraşmayalım”, öte tarafını ise “zaten patrondan daha fazla hak talep etmek, işsizlik getirir” oluşturmaktadır. Vurdumduymazlık ile işten atılarak aç kalma korkusu iç içe geçmiştir.
Bu sözler aslında işçi sınıfının dağınıklığının, örgütsüzlüğünün ve kendine güvensizliğinin göstergesidir. Çalışırken aynı makinenin çarkları gibi birbirine uyum sağlayan, birbirine iş teslim eden hatta gözü kapalı birbirine canını emanet eden işçileriz. Sıra fabrikada çalışmaya gelince, daha doğrusu patrona kâr ettirmeye gelince bizler ortak hareket edebiliyorken, neden sorunlarımızı çözmek için bir araya gelemiyor ve yukarıdaki sözleri söylüyoruz. Oysaki hepimiz iş arkadaşıyızdır.
Mücadeleci ve bilinçli işçiler kendilerine ve örgütlülüklerine güvenirler. Bugün milyonlarca örgütsüz işçinin yaşadığı işsizlik korkusunun, gelecek korkusunun, evsiz kalma korkusunun bir kenara çekilerek veya işçi kardeşlerimizden uzak durarak çözülemeyeceğini bilmeliyiz. Bu yüzden inatla ve inançla sorunlarımızın çözümünün örgütlülüğümüzden geçtiğini anlatmaya devam etmeliyiz. Örgütsüzlüğün neresinden dönersek kârdır. O yüzden korkularımıza yenilerek ya da örgütlenmekten kaçarak değil, nasıl örgütleniriz ve nasıl sorunlarımızı çözeriz diye kafa yormalıyız.
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiç Bir Şey!