Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde, TOKİ’nin 456 konutunun yapımını alan taşeron şirket patronu, çalıştırdığı işçilerin ücretlerini 1,5 yıldır ödemeden iflas ettiğini açıklayıp ortadan kayboldu. Ücretlerini alamayan ve çoğu Kürt olan işçilerin büyük bölümü şantiyeyi terk edip memleketlerine geri döndüler. Kalan işçilerin bazıları da başka inşaatlarda iş bulup çalışmaya başladılar. Paraları olmadığı için başka yere gidemeyen 7 işçi, TOKİ’nin şantiyesinin yatakhanesinde kalmaya devam ettiler. TOKİ konutlarının inşaatında çalışan işçilerin kaldığı şantiyeye çevik kuvvet polisleri sabah saat 06.15’te baskın yaptılar.
TOKİ’nin 456 konutluk inşaatını yeni alan taşeron şirket patronu, işçilerin şantiyeyi işgal ettikleri gerekçesiyle polise şikâyette bulunmuş. Bu şikâyet üzerine şantiyede kalan 7 işçi, işyerini işgal ettikleri gerekçesiyle, şantiyeye baskınla gözaltına alındılar. Eylemi örgütledikleri gerekçesiyle gözaltına alınan işçiler götürüldükleri polis karakolunda sorgulandılar. Ayrıca polis, TOKİ şantiyelerinde kalan diğer işçilerin eylem yapmamaları için inşaat çevresinde nöbet tutuyor.
TOKİ konutlarında hiçbir güvenceleri olmadan çalışan işçilerin çoğu Kürt, 1,5 yıldır biriken ücretlerini dahi alamıyorlar. İşçilerin haklarını vermeyen TOKİ ve taşeron şirket patronları değil, haklarını isteyen işçiler gözaltına alınıp sorgulanıyor. Polis, TOKİ konutlarının etrafını çevirmiş durumda, haklarını isteyen işçilerin eylem yapmalarını engellemeye çalışıyor. Hakları için eylem yapmak işçilerin demokratik hakkıdır. Polisin keyfi bir şekilde baskın yapıp, işçileri gözaltına alması bir polis devleti uygulamasıdır.
Sermaye sahipleri ve onların hizmetindeki devlet, işçi sınıfının örgütsüzlüğünden güç alarak saldırıların dozunu sürekli arttırıyor. Onlar, işçi sınıfının örgütlenip ayağa kalkmasından korkuyorlar. Korkuları boşuna değil, işçi sınıfı uyanmaya başlıyor. Birçok işyerinde grev ve direnişle devam ediyor.