Merhaba dostlar. Krizin etkileri üzerine yaşadığım bir deneyimi sizlerle paylaşmak istiyorum. AKP hükümeti ve yardakçısı medya kuruluşları, ekonomideki canlanma üzerine atıp tutuyorlar. Suni bir canlanmayı canlandıran figüranlar gibi.
UİD-DER bülteninin 17. sayısında bu konuya geniş bir açıklık getirilmiş. Ben de bu açıklığa uygun düşen bir deneyimi aktaracağım. Çeşitli fabrikalardan işçi arkadaşlarla yaptığımız sohbetlerde görüyoruz ki, işçiler basındaki yapay olumlu havanın hemen etkisine girmişler. Bu arkadaşlar olaya gayet iyimser yaklaşıyorlar. Oysa UİD-DER bize bültenlerinde fırtına öncesi sessizlikten haber veriyor. İyi hazırlanmak gerektiğini vurguluyor.
Böyle bir sohbetin ardından, Arnavutköy’de oturan bir işçiyle İSTOÇ’ta karşılaştım. Bu işçi kardeşim, üç buçuk aydır işsiz olduğunu, üç buçuk aydır iş aramak için İkitelli ve Topkapı’ya geldiğini ve iş bulamadığını anlattı. Bu işçi kardeşim her gün saat 5:30’da kalkıp yola çıkıyor ve günlük ortalama 15-20 km yol yürüyerek işyerlerinin olduğu semtlere gitmeye çalışıyormuş. Cebinde bir kuruş yol parası olmadığı için bazı yerleri yoldan geçen araçları durdurarak otostopla geçiyormuş. Kalan yolu da yürüyormuş. Tabii aynı durum akşamları eve dönerken de geçerliymiş. Akşam 5-6’da sanayi bölgelerinden çıktığında gece saat 12’de evine ancak dönebiliyormuş.
Ben bu ve benzeri bir yaşamı romanlarda yeni okuyorum. Şimdi karşılaşınca “Bu çağda bu da ne?” dedim kendi kendime. Bu benim gördüğüm sadece bir işçinin hayatı. Ancak binlerce, on binlerce işçinin kaderi kapitalizm denen PİSLİK SİSTEM yüzünden bu şekilde. Ben bunun gibi başkalarını birebir çok fazla göremiyorum! Sizler çevrenize bir bakın görebiliyor musunuz? Bence siz de göremezsiniz. Çünkü bu onurlu insanlar, kendi yaşadıklarını herkese yansıtmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kendi sorunlarını sanki sadece kendisinin sorunuymuş gibi kendi ailelerinin içinde yaşıyorlar. Aslında onlar her gün karşımızda duruyor ve kıvranıyor ve bizim kör gözlerimiz onları bir türlü göremiyor. Acaba biz işçiler ne zaman öğreneceğiz patronların görme dediklerini görmeyi?
Dostlar bu gerçekleri saklamak mümkün mü? Bugün tüm dünya işçi sınıfı kan ağlarken kim mutluluktan söz edebilir? Elbette patronlar sınıfı. Çünkü onlar için mutluluk üç harften ibaret: KÂR. Patronların kâr hırsı bugün sistemi bir sınıra dayadı, daha ileri gidemiyor. Yani kriz geçmedi, derinleştikçe derinleşiyor. Görmek için iyi bakmak gerek.
Şimdi işçi sınıfının sahaya çıkma zamanı. Tüm dünyada işçiler uyanışa geçti, militan grevler ve eylemler düzenliyorlar. Bu topraklardaki işçi kardeşlerimin alması gereken dersleri dünyanın çeşitli ülkelerinden işçiler bizlere bir bir anlatıyorlar. Biz işçiler olarak işçi kardeşlerimizin uluslararası mücadele deneyimlerinden dersler almalıyız. İşte o zaman çalışanıyla, işsiz kalanıyla tüm işçiler, bizlerle dalga geçen hükümetlerden ve patronlardan hesap sorabiliriz.
Yaşasın işçilerin uluslararası mücadele birliği!