
İşsizlik Sigortası Fonu’nun patronlara aktarılmasını sağlayan yasa Cumhurbaşkanı tarafından 17 Ağustosta onaylandı. Hükümetin ekonomik krizi de bahane ederek uzun bir süredir gözünü diktiği fon böylece resmen yağmaya açıldı. Sendika konfederasyonları ise yasanın geri çekilmesine yönelik doğru bir tutum sergileyemediler.
İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki para 2000 yılından bu yana biz işçilerden kesilen primlerle 42 milyar TL’ye ulaştı. Bu paradan yararlananların sayısı ise sadece 292 bin kişi. Gerçek işsiz sayısının 6 milyon olduğu düşünülünce bu rakam devede kulak demektir. İşçiye kullandırılmayan fon Cumhurbaşkanı’nın onayladığı yasayla birlikte sermaye sınıfına ve devletine kaynak oluyor. Fonun dörtte üçü 2009-2010 yıllarında, dörtte biri de 2011-2012’de devletin GAP’a yatırım yapması için hazineye aktarılacak. Patronların ödemesi gereken sigorta primleri de aynı fondan karşılanacak.
Sendika konfederasyonları İşsizlik Sigortası Fonu’nun patronlara peşkeş çekilmesini önlemeye yönelik CHP’den “işsizlik Fonu’na sahip çıkmasını” ve “Anayasa Mahkemesine götürmesini” bekliyorlar. Sendika bürokratları işçi sınıfının gücüne ve mücadelesine güvenmek yerine burjuva partilerinden medet umuyorlar ve onların kuyruğuna takılıyorlar. Ayrıca, işçi sınıfına yapılan saldırılara karşı önceden mücadele etmek yerine yasalar meclisten geçtikten sonra işçilere karşı sorumluluklarını hatırlıyorlar!
Sermaye sınıfı ve onun devleti, karşısında örgütlü bir güç görmeyince işçi sınıfının haklarına saldırmaktan geri durmuyor. Burjuva hükümet biz işçilere fondan yararlanmamamız için birçok engel koyarken, sıra patronlara gelince hiçbir engel tanımıyor. Bu saldırılara dur diyecek olan biz işçilerin örgütlü mücadelesidir. Sendikalarda militan sınıf sendikacılığı anlayışını hâkim kılabilecek olan da yine biz işçilerin örgütlü ve bilinçli mücadelesidir.