Ben metal sektöründe çalışan Birleşik-Metal sendikası üyesi bir işçiyim. Geçtiğimiz günlerde, ekonomik krize, çalışma koşullarımıza ve yaşadığımız olumsuzluklara karşı bilinçlenmek ve ne yapmamız gerektiği konusunda netleşmek için işyerinden arkadaşlarla bir toplantı yaptık. Toplantıya arkadaşların katılımı iyiydi. Çoğunluğu sağlamıştık. Arkadaşlar teker teker söz alıp kendi düşüncelerini ortaya koymaya başladılar. Esnek çalışmaya boyun eğilmemesi gerektiğini savunanlar çoğunluktaydı.
Bazı arkadaşlar sendika aidatlarının hiç alınmaması veya yarısının alınması gibi bir talebi savundular. Hele bir arkadaşımız vardı ki, o kadar kalabalığın içinde arkadaşlarını ispiyona kadar gitti. Tam bir işveren ağzıyla konuşan bu arkadaş, patronun ve müdürlerin iyi niyetli insanlar olduklarından, bizim bir aile olduğumuzdan bahsedip, ufak tefek sorunlara göz yummamızı istedi. Yirmi yıldır bu işyerinde çalıştığını ekleyip her şeyi güllük gülistanlık göstermeye çaba sarf etti. Oysa durum hiç de öyle değildi. Şu anda kısa çalışma ödeneğinin ikinci altı ayını kullanmaya başladık. Altı ay sonra durumun nereye gideceği belli. Muhtemelen işten atılmalar başlayacak.
Bu üç farklı tespit bile biz işçilerin durumunu özetlemeye yetiyor. Demek ki daha çok bir araya gelmeye ve sorunlarımızı tartışmaya ihtiyacımız var. Sorunlarımız konusunda ortaklaşabildiğimiz oranda yapılması gerekenleri tartışıp, içinde bulunduğumuz olumsuz koşullardan kurtulabiliriz.
Dünyanın neresinde olursak olalım, hangi işle uğraşırsak uğraşalım, karşımıza düzenin pislikleri çıkar. İliklerimize kadar işleyen ve bir mikrop gibi yayılan bu virüse karşı tek panzehir dirençli olabilmek ve sınıf bilinçli olmaktır. O direnci de birlikte mücadele ederek sağlayabiliriz. Kapitalizm bizlerin her şeyine karışıp yön vermektedir. Yeme, içme, gezme, özgür olabilme, sosyal yaşam, çocuklarımıza ayırdığımız zaman vb. Onların istedikleri gibi yer, içer, “özgür” olabiliriz. Bizler de burjuvaziye işçi sınıfının bilimiyle karşılık vermeliyiz. Her şeyden önce gücümüzün farkına varıp, birlik olup, birlikte başarıya ulaşabileceğimizi kavramalıyız.
Çevremize baktığımızda her dört kişiden biri işsiz. Çalışanlara ise, esnek çalışma, maaşlarda kesinti, maaşlarını vermeme, sendikalı oldukları için toplu halde işten çıkartılma gibi olumsuzluklar reva görülmekte. Tüm bunlar bizim sorunlarımızdır. Ya mücadele eder, birlik olur sorunları aşarız ya da her gün daha da ağırlaşan sorunlarla karşı karşıya kalırız.
Yaşasın İşçilerin Birliği!