Pazar günü UİD-DER Esenler Temsilciliğinde “Güz Sancısı” adlı filmi izledik. Film 6-7 Eylül olaylarını, Rumlara karşı girişilen saldırıların öncesi ve sonrasını anlatan bir filmdi. Filmde Türk burjuvazisi Rumların tüm varlıklarına el koymak için insanları çeteleştiriyor. Milliyetçilik zehriyle doldurup “vatan millet elden gidiyor” diyerek insanları galeyana getirip Rum halkının üzerine salıyor. Gözü dönmüş insanlar burjuvazinin tam da istediği gibi canavarlaşıp Rumların kapılarını işaretleyip ertesi gün de saldırmaya başlıyorlar. Filmde de gördüm ki egemen sınıfın tarihi katliamlarla doludur. Osmanlı döneminde ve TC tarihinde Ermenilere, Yahudilere, Alevilere, Kürtlere karşı katliamlar gerçekleşmiş. Türk kökenli olmayan insanların da Türk gibi konuşmasını, Türk gibi davranmasını istiyorlar. Hâlbuki bir insanın kendi dilini konuşmasından, kendi kültürünü yaşamasından doğal ne olabilir ki? Fakat kapitalizm dediğimiz bu sistem insanları bölüp parçalayıp öyle yönetiyor. Böl, parçala, yönet! Egemenler eğer bunu başaramazlarsa halklar bir olur, bu yüzden de hep bir düşman yaratıyorlar.
Bugün hâlâ Türk işçilerinin Kürt halkına karşı düşmanlık beslemesini sağlamaya çalışıyorlar ve belli bir ölçüde başarıyorlar da. “Kürtler vatanımızı bölüyor” propagandasını yapıyorlar kitleler üzerinde. Ama şunu bilmek gerekir, ben aç kaldığımda ya da işsiz kaldığımda niye bu vatan bana bakmıyor peki? Kendimizi kandırmayalım, bu vatan bal gibi de patronların vatanı, zenginlerin vatanı. Biz işçilerin bir düşmanı varsa o da patronlar sınıfıdır. Niye onların çıkarları için birilerine düşmanlık besleyelim. Kökeni ne olursa olsun bir işçi kardeşimize neden kıyalım? Biz işçiler olarak patronların yarattıkları zihniyetten arınalım ve olaylara işçi sınıfının bakması gereken gözüyle bakmaya başlayalım. Eğer bir halk eziliyorsa, o halkın kendi kaderini tayin hakkını savunmalıyız ve kim eziliyorsa onun yanında olmalıyız. Asıl düşmanımız bizleri bu hale koyan patronlar sınıfıdır.
Kendileri Yönetseler Bütün Halklar Bir Olur!