Hayatımızın her anında hissettiğimiz kapitalist sömürü düzeni şimdi de gözünü tekrar sağlığımıza dikti. Vazgeçilmezimiz, aksaklığı çok büyük kalıcı sonuçlara ve hatta ölüme neden olan sağlığımız pazarlık konusu oldu şimdi de. 18 Ekim sabahı binlerce insan, doktor, eczacı, diş hekimi, hemşiresi, işçisi, emekçisi, öğrencisi Kadıköy meydanında haykırdı taleplerini sloganlarla. Gücümüz yoktur özel muayenehanelere gitmeye. Devlet hastanelerinde umut ararız. Eczaneye gidince de zaten zar zor ödeyeceğimiz ilaç parasının yanına bir de muayene parası keserler. Peki, neden öderiz sigortalarımızı? İşte 18 Ekim sabahı da binlerce insanı yağmura, trafiğe, hastalığa aldırmadan bir araya getiren taleplerimiz, “paran kadar sağlık” anlamına gelen bu uygulamalara son verilmesiydi. Bültenimizi dağıtırken sohbet ettiğim birçok işçi arkadaşımdan da duyduğum gibi “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”