Ben bir önceki mektubumda Visteon fabrikasında arkadaşlarımızla giriştiğimiz bir eylemden bahsetmiştim. Sitemizi düzenli olarak takip eden işçi dostlarım hatırlayacaktır. Alacağımız olan sendikal farkları aylardır oyalayan yönetim, fabrika önünde yaptığımız eylem ve tanıdığımız 1 haftalık sürenin son günü olan cuma günü tüm alacaklarımızı hesaplarımıza yatırdı. Fabrikadan ayrılalı yaklaşık 10 ay olmasına rağmen, temizlik malzemeleri, alış-veriş çekleri ve ayakkabı fişlerini dahi vermek durumunda kaldılar. Daha önce “yasal hiçbir alacağınız yok” diyen şirket yöneticileri birden yasal olarak vermek zorunda olmadıkları şeyleri bile verme gereği duydular.
Fabrika ile tam işlerimizin bittiğini düşündüğümüz bir anda, işten atılmış ve başka bir yerde çalışan bayan arkadaşlarla karşılaştık. Fabrikada olanları anlattık. Karşılığında “biz fabrikadan istifa ettiğimiz için bize farkların ödenmeyeceği söylendi” dediler. Bu durum karşısında sendikaya baskı uygulamaya başladık. Sonuçlarını beraber göreceğiz. Bütün bunların ardından her konuştuğum arkadaşta kendine güvenin gelmiş olduğunu görebiliyorum. Tüm arkadaşlar olarak örgütlü mücadelenin başarıyı getireceğini bir defa daha gördük. O yukarıdan vahiyle geldiğini zannettiğimiz hakların bu düzeydeki bir örgütlülükle bile ne hale geldiğini yaşayarak gördük.
Elbette bizlerin de yaşamımızı idame ettirmek için paraya ihtiyacımız olduğu muhakkak. Ancak bu tip eylemleri ve kazanımları gerçek anlamda bir kazanıma dönüştürebilmek başka bir şeydir. Sınıf kardeşlerimize yaşamın gerçeklerini daha derin kavratamadığımız sürece onlardaki bu enerji heba olup gidecektir.
Geçen mektubumda belirttiğim bir arkadaşımın sözü hâlâ kulaklarımda çınlıyor. Biz daha önce bu fabrikada bu kadar örgütlü olabilseydik şimdi hepimiz çalışıyor olacaktık! Bugün bunu diyen işçilerin yarın şu sözlerle saflarımızda yer alacağına tüm yüreğimizle inanmalıyız.
Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin!