Hiç dikkat ediyor musunuz dostlar? Televizyonu, gazete sayfalarını incelerken bizim sorunlarımızdan, bize dair şeylerden hiç bahsedilmez. Vahşetler, cinnetler, saptırılmış siyasetler, magazin… Bizi uyuşturmak beynimizi bulandırmak için kurulmuştur bütün düzenek. Falanca işyerinde yaşanan iş kazasında ölen işçi kardeşimizden, neredeyse bir yıla yakın süredir işyeri önünde grev yapan, mücadele eden arkadaşlarımızdan, dünyanın herhangi bir yerinde ağır çalışma koşullarına maruz kalan işçilerden, haklarımız için yaptığımız mitinglerin güzel taraflarından bahsetmez hiçbir medya kuruluşu. Bizim gibi sınıf kardeşlerimizin yaşadıklarından bihaber gider geliriz işimize. Bu yüzdendir kendimizi hep yalnız hissetmemiz. Bu yüzdendir “ben tek başıma ne yapabilirim ki” umutsuzluğuna kapılmamız. Bu yüzdendir bu sorunları sadece biz yaşıyoruz zannetmemiz.
İşte “İşçi Dayanışması” tam da bu aşamada bizim için bir ışık oluyor. UİD-DER’in aylık çıkarmış olduğu haber bültenidir “İşçi Dayanışması”. İçerisinde biz işçilerden haberler vardır. Bizi bize yakınlaştırır. Tek bir satır bile yoktur içinde yabancılık duyacağımız. İşçi sınıfına dairdir her şey.
Bununla ilgili yaşadığım bir örneği de sizlerle paylaşmak isterim. Bültenimizin geçen ayki sayısını dağıtırken bir işçi arkadaşımıza yaklaştığımda bana biraz sinirli olarak “Bırakın bu işleri” dedi. “Neden böyle söylüyorsunuz, biz kendi sorunlarımızın peşini bırakırsak kim uğraşacak bizler için” dediğimde “80’den sonra bitti işçilik. İşçi sınıfını bitirdiler, yok ettiler. Bunun hesabını kimse sormuyor” dedi. Hiçbir şey söylemedim ona. Sakin bir biçimde bültenimizi uzattım ve sadece başlığı okumasını istedim. “12 Eylülün Hesabını İşçi Sınıfı Soracak”… Şaşkınlıkla baktı. “Burada bunlar da mı yazıyor?” dedi ve dikkatlice okumaya başladı.
Evet, bültenimizde bunlar da yazıyor. Biz işçilerle ilgili her şey. Bültenimizi yazdıklarımızla, paylaştıklarımızla sürekli olarak besleyecek olanlar da biz işçileriz. Köle gibi çalışırız patronların kârı için, bütün emeğimizi sarf ederiz. Karşılığında iliğimize kadar sömürülürüz. Biraz da olsa kendimiz için harcayalım emeğimizi. Bizi anlatan, bize öğreten İşçi Dayanışması bültenimizi büyütelim.
Bu kapitalist sistem bizi birbirimizden bihaber yaşamaya itiyor dostlar. Kendimizden başka kimse yokmuş gibi düşünmemizi sağlıyorlar, yalnızlığa sürüklüyorlar. Şu satırları okurken bile görüyorsunuz ki bizler yalnız değiliz. Sorunları da kurtuluş yolu da bir olan kocaman, kuvvetli ve onurlu bir sınıfız. Bu yüzden bültenimize sahip çıkalım ve onu mektuplarımızla besleyelim.