
Sinter Metal işçileriyle dayanışmak amacıyla çeşitli işyerlerinden işçiler, mahkemede davaları görülen sınıf kardeşlerine destek verdiler. Okmeydanı Hastanesi önünde direnişlerinin 43. gününde olan sağlık işçileriyle, Yol-İş Karayolları işyeri temsilcisi bir işçiyle, direnişçi bir işçinin annesiyle ve direnişçi işçilere destek vermek üzere mahkeme önüne gelen Grup Marsis müzik grubuyla kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. İşçiler şunları dile getirdiler:
Direnişçi Okmeydanı Hastanesi işçileri: “Sadece bu mahkeme önünde değil, her zaman birlik beraberlik içinde olmalıyız. Mahkemeler söz konusu olan işçiler olunca oldukça yavaş sürüyor. Bizler de dava sonucunu bekliyoruz. Bizler direnişe koşullarımızı iyileştirmek için çıktık. Haksız yere işten atıldık. İş sözleşmelerimiz girdi-çıktı yapılarak yenileniyordu. Sağlıksız ortamlarda çalışıyorduk. Enfeksiyondan koruyucu aletler olmadan çalışıyorduk. Bizim talebimiz bir an önce işe geri dönmektir.”
Karayolları işyeri temsilcisi: “Bence bu mahkeme 1 saatte bitmeliydi. Eğer burada sendika konfederasyonları daha çok olsaydı, güçlü bir dayanışma ve destek olsaydı, bu dava bu kadar uzamaz ve 1 saatte biterdi. Sendika bürokratları işçilere ihanet ediyorlar. ‘80 öncesinde işçilerin sahip olduğu örgütlenme dağıtıldıktan sonra, sendikalar kendilerini toparlayamadılar. İşçiler her şeyi yapmaya hazırlar. Yeter ki onlara doğru önderlik eden sendikacılar olsun.”
Bir İşçi Annesi: “3 Yıl evvel elimizde avucumuzda ne varsa satarak İstanbul’a göç ettik. Tek amacımız çocuklarımızın iş sahibi olmasıydı. Çocuklarımın ikisi Sinter Metal’de iş bulunca çok sevinmiştik. Onların sigortalı çalışmalarını istiyordum. Fakat iki oğlum da işten atılınca çok üzüldük. Eşim sinir hastası oldu. Memlekete artık geri dönemeyiz. Evimizde, mutfağımızda hiçbir şey yok. Bir oğlum üniversitede, onu çok zor okutabiliyoruz. Kiramızı 6 aydır ödeyemiyoruz. Kriz dedikleri sadece işçilere kriz! Ülkeyi yönetenlere oy verdik, karşılığı bu olmamalıydı. Sendika işçilerin yararına, sendikalı olmasalar daha kötü sürünecekler. Ben onların sendikalaşmasını destekliyorum.”
Grup Marsis: “Yerel Karedeniz ezgilerini evrensel rock tarzıyla birleştiriyoruz. Biz Karadenizliyiz, Karadeniz’in etnik, kültürel yapısını rock ile birleştirip müzik yapıyoruz. 60’lı, 70’li yıllarda rock vs. mücadele ve isyan müzikleri olarak ortaya çıkmıştı. Bugün mücadelelerini sürdüren işçilerle dayanışmak için buradayız. Bizim inandığımız işçi sınıfının müziğidir. Müzisyeniz ancak ürettiklerimizle biz de kendimizi işçi sınıfın bir parçası olarak görüyoruz.”