
Kamu çalışanları 25 Kasımda tüm illerde eşzamanlı olarak, insanca yaşamak, daha demokratik çalışma koşullarına sahip olmak ve grevli toplu sözleşme hakkını kazanmak için bir günlük uyarı grevi gerçekleştirmişlerdi. 25 Kasımda özellikle demiryolu işçilerinin gerçekleştirdiği iş bırakma eylemi oldukça etkili olmuş ve demiryollarında ulaşım durmuştu. Uyarı grevi öncesi işten atılmalarla tehdit edilen kamu emekçileri, bugün bu saldırıyla yüz yüzeler. TCDD bünyesinde çalışan 16 kamu emekçisi, grevden 12 gün sonra görevden alındı. KESK’e bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikasına ve Kamu-Sen’e bağlı Türk Ulaşım-Sen’e üye demiryolu işçileri, 15 Aralık akşamı saat 17.30’a kadar görevden alınan arkadaşları işe iade edilmezse tren seferlerini durduracaklarını açıklamışlardı. Demiryolları yönetiminden beklenen adım gelmeyince, işçiler 15 Aralık günü saat 22’den itibaren dayanışma grevine başladılar.
Ankara’da tren garına yığınak yapan polis, saat 22.00’da, hareket saati gelen trenle işçiler arasına bir duvar örerek grevci işçilerin trene yaklaşmasına engel olmaya çalıştı. Ancak bir grup işçi yine de trene kadar giderek makinisti ikna etmeye çalıştı. Makinist ve makinist yardımcısı gitmeyi reddettikleri halde, bölge müdürü trenin hareket etmesi için makinist ve yardımcısını zorladı. Yapılanın kanunsuz olduğunu söyleyen bir sendika yöneticisi, bölge müdürünün yetkisi dışında davranarak arkadaşlarını treni hareket ettirmeye zorladığını ifade etti. Bunun üzerine makinist yardımcısı trenden indi. Bölge müdürü, kanunen tek bir makinistle hareket edemeyecek olan tren için başka bir makinist yardımcısının gelmesini sağladı. Sendika yöneticisi bunun grev kırıcılığı olduğunu ve bunu yapmamaları gerektiğini söyledi. Ancak tren sonradan gelen makinist yardımcısıyla hareket etti.
Trenin hareket etmesinin ardından konuşan sendika yöneticisi, birçok kentte tren şefi, kondüktör ve makinist arkadaşlarının iş durdurduğunu belirtti. Ankara’dan hareket eden trenin de Eskişehir’de durdurulacağını belirtti. Eylem sırasında konuşan Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Nazmi Güzel şunları söyledi: “25 Kasımda ses getiren bir eylem gerçekleştirdik ve bu birilerini rahatsız etti. TCDD yönetiminin kanunsuz dediği bu eylemler uluslararası sözleşmelerde ve yasalarda yer almaktadır. 25 Kasımın muhatabı siyasi iradedir, ancak TCDD yönetimi bunu üzerine almış ve saldırganlığa başvurmuştur. Telefonlarla arkadaşlarımızı arayarak tehdit etmişlerdir, baskı yapmışlardır. Ama biz demirden korksaydık trenci olmazdık, demirden korksaydık trene binmezdik. Üstelik suçtan bahsediyorlarsa neden arkadaşlarımız 25 Kasım uyarı grevinden 12 gün sonra görevden alınmışlardır? Bu da bir suçtur, kanunsuzluktur.” KESK Genel Başkan Yardımcısı Emirali Şimşek ise, 25 Kasımda her türlü tehdide karşın hayatı durduklarını söyledi ve ekledi: “Bugün burada yolcuların can güvenliği hiçe sayılarak bu tren hareket ettirilmiştir. Asgari düzeyde alınması gereken önlemler dahi alınmamıştır. Bunun hesabını vereceksiniz, bu mücadele dalga dalga büyüyecek, 2 milyon kamu emekçisini karşınızda göreceksiniz.”
Eylem sırasında sık sık “Diren Makinist Yalnız Değilsin”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Baskılar Bizi Yıldıramaz” sloganları atıldı. Ankara’daki eyleme çeşitli sendikalardan ve devrimci çevrelerden yaklaşık 200 kişi destek verdi. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de demiryolu işçilerinin yanındaydık. Trenden inen makinist yardımcısıyla konuştuğumuzda, göreve çıkmak istemedikleri halde bölge müdürünün kendilerini zorladığını dile getirdi. Makinistin ise bağlı olduğu Memur-Sen’i aradığını, göreve gitmek istemediğini söylediğini, ancak sendika yöneticisinin bu durumda kendisinin yanında olmayacağını ve göreve çıkması gerektiğini söylediğini belirtti. Makinist yardımcısı bu yüzden makinistin göreve çıkmak zorunda kaldığını ifade etti. Memur-Sen bilindiği gibi AKP hükümetinin güdümünde ve onun bu sendikal anlayışı tüm eylemlerine ve eylemsizliğine yansıyor.
Bu arada, özelleştirmeyle birlikte 4-C statüsüne alınarak büyük bir hak gaspına uğrayan binlerce TEKEL işçisi de, özlük haklarının korunması koşuluyla başka kurumlara yerleştirilmeleri talebini iletmek için 15 Aralık sabahı Ankara’ya geldiler. 16 Aralıkta AKP Genel Merkezi önünde bekleyişe geçen işçilere polis göz yaşartıcı gazla ve coplarla saldırdı. Ancak işçiler, haklarını alıncaya dek Ankara’dan ayrılmayacaklarını dile getirdiler. Demiryolu işçileri de, TEKEL işçilerinin yanında olduklarını, “TEKEL İşçisi Yalnız Değildir” sloganıyla dile getirdiler.