
Tez Koop-İş ve SES üyeleri, 24 Aralıkta, İstanbul Üniversitesi’nde yaşanan taşeronlaştırma saldırısına karşı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi bahçesinde bir basın açıklaması gerçekleştirerek tepki gösterdiler. Eyleme Deri-İş, Harb-İş, TÜMTİS şube yöneticileri ile öğrenciler de destek verdiler.
İlk konuşmayı Tez Koop-İş 5 No’lu şube adına yapan Rabia Özkaraca, son dönemde yaşanan saldırılara karşı işçilerin, emekçilerin ve öğrencilerin mücadeleyi ortaklaştırmalarının kaçınılmaz olduğuna işaret etti. Kamu çalışanlarının 25 Kasım grevinden sonra karşılaştıkları baskılara rağmen mücadeleleriyle işlerine geri döndüklerini, Tekel ve itfaiye işçilerinin mücadeleye devam ettiklerini hatırlattı. Tez Koop-İş’in örgütlü olduğu üniversitelerde sosyal tesislerin özelleştirilmek istendiğini ve üniversite yönetiminin buradan rant elde etmeye çalıştığını belirtti. Türk-İş Başkanlar Kurulunun tüm bu saldırılara karşı Cuma günleri işe bir saat geç başlama kararı aldığını, aynı günlerde AKP binalarının önünde basın açıklamaları yapılacağını duyurdu.
Özkaraca’dan sonra söz alan SES Aksaray şube başkanı Songül Beydilli, konuşmasında, mağdur edebiyatıyla işçilerin oyunu alan hükümetin, hakları için mücadele eden Tekel işçilerinin eylemini, “provokasyon olacak” yalanının arkasına sığınarak bastırmaya çalıştığına değindi. Emeğine sahip çıkan, hakkını arayan, herkes için eşit ve ücretsiz sağlık hakkı talebiyle grev yapan sağlık çalışanlarının, hükümet tarafından “halk mağdur oldu” sözüyle suçlandığını söyledi. Sağlığın ticarete dönüştürülmesinden mağdur olan halkın 25 Kasımda işçilerin yanında yürüdüğünü belirtti.
Konuşmaların ardından SES ve Tez Koop-İş üyeleri adına okunan basın açıklanmasında, son günlerde işçilere yönelik artan baskı ve saldırılara, yapılan zamlara değinildi. İstanbul Üniversitesi çalışanlarının fazla mesai ücretlerinin ödenmediği, hastanenin ticarethaneye çevrilmek, çalışanlar arasında rekabet ve eşitsizliğin körüklenmek istendiğinin altı çizildi. Üniversite kantin ve otoparklarının şirkete devredilmesi halinde 331 işçinin mağdur edileceği ifade edilerek özelleştirme kararının geri alınması, modern ve ücretsiz kamu hizmetinin savunulduğu bir yönetim politikasının hayata geçirilmesi istendi. “Üniversitede taşeron şirketler aracılığıyla hizmet üretilmesine, üniversitenin rant kapısı olmasına, çalışanların ve öğrencilerin haklarının gasp edilmesine ve baskılarla sindirilmesine izin vermeyeceğiz” sözleriyle eylem sona erdi.
Çevredeki hasta ve hasta yakınlarının da ilgiyle izlediği eylem boyunca “Baskılar Bizi Yıldıramaz”, “Emek Düşmanı Hükümet İstifa”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “Tekel İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması” sloganları atıldı.