27 Aralık Pazar günü Mersin’de, UİD-DER’li işçiler ve öğrenciler olarak “Grev ve Direniş Deneyimlerinden Süzülenler” konulu bir işçi öz eğitim etkinliği gerçekleştirdik. Etkinliğimizin hazırlık çalışmalarına günler öncesinden başladık. Birçok işçi arkadaşın evine misafir olduk, derneğimizi ve yapacağımız etkinliğin önemini anlattık. Mersin limanında bültenlerimizi dağıtırken de yine işçi arkadaşlarımızı etkinliğimize davet ederek kendi yaşadıkları deneyimleri bizlere aktarmalarını istedik. Kurduğumuz sıcak ilişkilerimizle pek çok işçi arkadaş etkinliğimize katıldı. Etkinliğimizde liman işçileri, eşleri ve çocuklarının yanında başka sektörlerden işçiler ve üniversite öğrencileri de vardı. “Liman işçileri” şiirinin ardından “Dostların Arasındayız” şarkısıyla karşıladık işçi dostlarımızı. Ve pek çok şehirden, pek çok sektörde çalışan işçilerin grev ve direnişlerinden çıkarılması gereken sonuçları konu edinen derneğimizin hazırladığı belgeseli izledik hep birlikte. Belgeselde kendi direnişlerinden de kesitler gören liman işçileri sevinçlerini alkışlayarak gösterdi. Ara verdiğimizde işçilerin pek çoğu belgeselden söz ediyordu. Onlar gibi düşünen, sorunlarını aynı duyguyla karşısındaki ile paylaşan direnişçi, grevci işçiler; sektörleri ya da yaşama alanları farklı da olsa aynı şeyleri söylüyordu. Yalnız değildi demek ki liman işçileri!
Belgeselden sonra, grevlerin ve direnişlerin bugünkü koşullarda nasıl geliştiği, yapılan hatalardan dersler çıkartmanın zorunlu olduğu üzerinde durduk. Grev ve direnişler öncesinde ve sonrasında neler yapılması gerektiğini örneklerle tartıştık. İşçi arkadaşlar da sohbete canlı bir şekilde katıldı. Komitelerin önemi ve işlevleri, grev ve direniş fonunun örgütlenmesi, aile dayanışması, örgütlenmede gizliliğin önemi ve diğer işyerlerindeki işçilerin desteğinin sağlanması gibi konulara değindik. Yaşadıkları deneyimleri liman işçileri ve onların eşleri bizlerle paylaştı. Mersin Limanında gerçekleşen direnişte yaşananlardan güzel örnekler verdiler. Direniş zamanında patronlarının onları bölmek için neler yaptıklarını ama eşleriyle, çocuklarıyla bütün işçilerin bir arada durarak nasıl mücadele ettiklerini anlattılar. Komitenin sürekliliğini sağlayamamalarının eksikliğini ifade ettiler. Ailelerinden, çocuklarından ve çevrelerinden sağladıkları dayanışmanın güzelliğini anlattılar. Patronun para tekliflerinin ve ilk etapta limandaki diğer taşeron şirketlere bağlı olarak çalışan işçilerin destek vermemesinin davalarına olan bağlılıklarını bozamadığını anlattılar. Bir işçi eşi orada gördüğü olumlu yönleri ve eksiklikleri öyle güzel tahlil etti ki, etkinliğimize gelen liman dışındaki dostlar mücadelede kadınların olmasının hem mücadeleyi hem de kadınları nasıl ilerlettiğinden bahsediyordu yanındakilere.
Canlı geçen sohbetin ardından “Çağrı” marşı ile mücadeleyi büyütmeye çağırdık işçi dostlarımızı. “Güneşi İçenlerin Türküsü”nü okudu bir arkadaşımız. Ardından “Geliyoruz Zincirleri Kıra Kıra” marşıyla coşkulandık hep birlikte. İşçi sınıfının marşları, şiirleri çok hoşuna gitti liman işçilerinin. Etkinliğimizin sonuna doğru bir arkadaşımız; bir dahaki etkinliğimizi birlikte örgütlemek gerektiğini, eşlerimizi, çocuklarımızı, vardiya arkadaşlarımızı mücadelemize dâhil ettiğimizde sınıf mücadelesini yükseltebileceğimizi, ancak o zaman patronların kafasına vurabileceğimizi söyledi. Bunlarla birlikte mücadelelerinin daha güçlü ve örgütlü devam edebilmesi için UİD-DER gibi işçi örgütlerinin öneminden bahsetti ve ardından alkışlarla etkinliğimizi sona erdirdik.