
Yeni yıla yeni temsilciliğimizde, Sefaköy’de merhaba dedik. Mücadeleyle dolu geçen bir yılın ardından 2010’a umutlarımızı tazeleyerek, mücadele şarkılarımızı söyleyerek, şiirlerimizi okuyarak ve halaylar çekerek girdik. Salonu dolduran işçi arkadaşlarımız, evlerinde hazırladıkları yemekleri getirerek hazırlanan ortak sofrayı zenginleştirdiler.
Dernek temsilcisi arkadaşımız 2009 yılını değerlendirdiği konuşmasında, patronlar sınıfının saldırıları karşısında örgütsüz olan işçi sınıfının önemli kayıplar verdiğini, mücadele eden işçileri artan baskılarla nasıl yıldırmaya çalıştıklarını, TEKEL işçilerinin mücadelesini örnek vererek anlattı. İşine geldiğinde kendini demokrasi havarisi ilan edenlerin tarihi istedikleri gibi çarpıttıklarını, işsizliğe mahkûm ettikleri işçileri tembellikle suçlayabildiklerini hatırlattı. Haklarımıza karşı saldırıların peş peşe geldiği 2009 yılının perdesini kapatıp yenisini açmaya hazırlanırken, biz UİD-DER’li işçilerin ne yapması gerektiğini en öz haliyle Nazım’ın dizesiyle anlattı: “Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı, ya dünyamıza inecek ölüm!”
Temsilcimizin konuşmasından sonra UİD-DER’in faaliyetlerini özetleyen sinevizyon gösterisini izledik. Her görüntüde, miting alanlarını kızıla boyayan, kabına sığmayan coşkumuzu yeniden hissettik. Sinevizyonun ardından sıra UİD-DER sofrasına gelmişti. Yemeğimizi yiyip karnımızı doyurduktan sonra sıra şiirlere, şarkılara, halaylara gelmişti. Derneğimizin yaşı küçük yüreği büyük tiyatrocuları hazırladıkları skeçleri sundular. Bunlardan biri de Karagöz-Hacivat oyunuydu. Bugüne kadar izlediklerimizden farklı olarak Karagöz, bu defa çorap üretiminde çalışan Hacivat’a hak aramanın ne demek olduğunu dili döndüğünce anlatmaya çalıştı! Sonraki skeçte ise, işten çıkarılan Necati, fabrikanın kapısından çıktığı sırada İşçi Dayanışması bültenini almıştır. İlk defa mücadelenin ne demek olduğunu buradan öğrenmeye başlamıştır. Fakat eşine derdini anlatmakta zorlanmaktadır. Çocuk tiyatrocularımızın skeçlerini hepimiz büyük bir beğeniyle izledik.
Eğlenceden sonra sıra Sınıf Kürsüsüne geldi. Söz alan arkadaşlarımız yaşadıkları deneyimleri, UİD-DER’li olmanın heyecanını paylaştılar. Konuşmalarda “patronların haksız uygulamalarına karşı nasıl mücadele edeceğimizi derneğimizle tanışmamız sayesinde öğrendik. O halde sınıfımıza karşı yapılan saldırılara karşı koymak için saflarımızı büyütmeliyiz” vurgusu öne çıktı. Küçük bir işçi arkadaşımız “Zincire her yıl yeni halkalar ekleniyor. Bu zinciri hep birlikte büyüteceğiz” sözleriyle hepimizin ortak hedefini özetledi. Söz alan arkadaşlarımız, 2009 yılının patronlar sınıfının saldırılarıyla geçtiğini, yeni yılda mücadelenin yükseltileceğini vurguladılar. Halayların ve yeni yıl pastasının yenilmesinin ardından etkinliğimiz sona erdi.
Konuşmalarda ifade edildiği gibi, sınıfımızın örgütsüzlüğü nedeniyle 2009 yılında büyük hak kayıpları yaşandı, saldırıları pervasızca yürüten patronlar, kendi krizlerinin faturasını bizlere ödettirdiler. 2010 yılı patronlar için o kadar rahat geçmeyecek, çünkü işçi sınıfı bu saldırılara karşı örgütlü tepki vermeyi öğreniyor. Derneğimiz UİD-DER, sınıfımızın mücadele deneyimlerini en doğru haliyle işçi kardeşlerimize ulaştırmaya devam edecek. UİD-DER’in safları büyüdükçe mücadelenin ateşi de büyüyecek.
Mücadeleyi büyütmeye, UİD-DER’e!