Bugün direnişimizin 19. günü. Ben ve diğer arkadaşlar kendimizi 19 yaşında gibi genç hissediyoruz. Direnişimizin bugünü de yine çok güzeldi. Hemen hemen herkesin Tekel işçilerini konuştuğunu gördüm bir kez daha.
Hükümet tekel işçilerinin aleyhinde konuştu.
Muhalefet partileri ise, adeta 4/C’ye geçen kendileriymiş gibi konuştukça konuştu.
Konfederasyon başkanımız, anladım ki konuşmayla arası pek yok. Arada bir konuşuyor.
Sendika başkanımızın konuşmaktan sesi kısıldı.
Medya yayınlarından hep bizden konuşuyor. Kâh lehimizde kâh aleyhimizde…
Polis megafonla az konuşurken, copla, tazyikli su ile konuşmayı daha çok seviyor.
Bugün ben günlüğüme bu satırları not ederken, biri oturmuş bana bakıyordu. Birden “abi siz ne zaman konuşacaksınız?” diye soruverdi. Ben de gülerek dedim ki, önce havanda su dövenler ve nutuk sevdalıları konuşsun, onlar susmaya başladığında biz işçiler elbet konuşmaya başlayacağız. Genç arkadaşımın dikkatini de çekmeye başlamışsa, artık konuşma vakti yaklaşıyor demektir.