Biz UİD-DER’de gitar dersi alan işçi ve öğrencileriz. Gitar hocamız bize öğretmeye çalıştığı bir parçayı, iyice hazırlanıp yılbaşı gecesi çalmamızı istediğinde hepimiz önce korktuk, daha sonra ise çok sevindik ve gururlandık. Yılbaşı gecesinin heyecanını günler öncesinden üzerimizde hissederek birkaç kez prova yaptık. Nihayet yılbaşı akşamı gelip çattı. Hepimiz çok ama çok heyecanlıydık. Ama içinde bulunduğumuz ortamın sıcaklığı ve samimiyeti bizi biraz olsun rahatlatmıştı.
Çoğumuz bugüne kadar sıradan yılbaşı akşamları geçirmişti. Ama o gün daha önce hiç yaşamadığımız bir yılbaşı akşamı yaşadık. Evlerimizde yaptığımız yiyeceklerle mükellef bir sofra kurulmuştu. Yemekten sonra UİD-DER müzik grubunun söylediği şarkılarla hep beraber coştuk. Ve nihayet sıra bize gelmişti. Bütün heyecanımıza rağmen şarkımızı çalmayı başardık. İnsanların biz çalarken alkış tutması ve parçaya eşlik etmesi bizi epey rahatlatmıştı. Ama en güzeli parçamızı bitirdiğimizde gelen alkıştı. Bu alkışlar sayesinde emeğimizin karşılığını aldığımızı düşünüyoruz.
Yılbaşı eğlencesine ailelerimiz de gelmişti. Anlayacağınız her yaştan insan vardı. Farklı yaş gruplarından insanlar olarak eğlenceyi ortaklaştırabilmemiz çok anlamlıydı. Bunu sağlayan şey her şeyin planlı, programlı ve abartmadan yapılmasıydı. Ailelerimizin de o geceden memnun ayrılması bizim için önemliydi. İlk kez derneğe gelen bir arkadaşımız “insanlar nasıl oluyor da bu kadar samimi olabiliyorlar” diyerek şaşkınlığını belirtmişti. Evet, burada insanlar samimiler. Çünkü burada egolarından kurtulmuş insanlar var. Kimsenin kimseye üstünlük taslama derdi yok. Herkes işçi olduğunun farkında ve aynı mücadeleyi veriyor.
UİD-DER’e geldiğimiz günden bu yana öğrendiğimiz çok şey var. Buraya gelmeden önce farkında olmadan patronların safında duruyorduk. Ama şimdi işçilerin safında olmamız gerektiğini ve ancak örgütlenerek bir şeyler kazanabileceğimizi biliyoruz. Örgüt ve örgütlenme kelimeleri ne yazık ki toplumda korkulan kelimelerdir. Ama işçi örgütlerinin gerekliliğini ve örgütlenmeden yol alamayacağımızı, dolayısıyla bu iki kelimenin biz işçiler için ne kadar önemli olduğunu UİD-DER’de öğrendik. Biz burayı ikinci evimiz olarak görüyoruz. Çünkü hayatı öğrendiğimiz ilk yer kendi evimizdir. Hayatta nerede ve kimin yanında durmamız gerektiğini ise burada UİD-DER’de öğrendik. UİD-DER sadece işçilerin sorunlarına yönelmiyor, toplumu ilgilendiren hiçbir soruna da duyarsız kalmıyor. Ezilen halkların mücadelesine sahip çıkıyor. Kürt, Türk, Alevi, Sünni ayrımı olmaksızın hepimiz işçiyiz. Bunu bize fark ettirdiği için UİD-DER’e ve verdiği emek için gitar hocamıza çok teşekkür ederiz.