
Cevizli Tekel fabrikasında çalışan Tekel işçileri, Türk-İş’in aldığı 2 saatlik iş durdurma kararını hep beraber uyguladılar. Sabah 08-10 saatleri arasında fabrika girişinde birleşen işçiler, direnişi sonuna kadar sürdüreceklerini haykırdılar. Bir grup UİD-DER’li işçi olarak biz de tekel işçilerinin eylemine destek verdik.
Cevizli Tekel fabrikasındaki işçilerin bir kısmı hâlâ Ankara’da direnişte bulunuyorken, 600 kadar işçi Cevizli’deki fabrikada çalışıyor. Cevizli’deki işçiler aileleriyle birlikte 14 Ocakta Ankara’ya gideceklerini söylediler.
Tekel işçileri eyleme, yaptıkları yoklama ile başladılar. Çalışma bölümleri okunan işçiler hep beraber “buradayız” dediler. Referandum sonuçları bir kez daha toplu halde açıklandı. İşçilerin tamamının mücadeleye devam yönünde oy kullandığının açıklandığı sırada, işçiler çıkan sonucu alkışlarla desteklediler. Sermayenin sağlık ve eğitim hakkını paralı hale getirdiği, kölelik bürolarının yasalaşmasıyla, kıdem tazminatının gaspıyla, zamlar ve vergilerle işçiler için hayatın iyice çekilmez hale geldiği vurgulanarak, sınıf dayanışmasının önemine değinildi. Tekel işçilerinin sözleşmelerinin 31 Ocak tarihinde biteceğinin hatırlatıldığı konuşmalarda, 14 Ocak günü Ankara’da yapılacak büyük mitinge tüm işçilerin aileleriyle birlikte katılması çağrısı yinelendi. AKP’nin işçi düşmanı politikalarının teşhir edildiği eylem boyunca “Tekel’in Ateşi AKP’yi Yakacak” sloganı haykırıldı. Eylem akşam saat 18’de AKP önünde yapılacak protesto eylemine çağrı ile son buldu.
İş bırakma eylemi esnasında, çoğu 15 yıldan fazladır Tekel’de çalışan kadın işçilerle direniş üzerine konuştuk. İşçiler, sınıf dayanışmasının büyütülmesi gerektiğini vurgulayarak, hükümetin tutumunu eleştirdiler.“Türk-İş diğer sektörleri de harekete geçirerek bize destek versin” diyen bir işçi, “Türkiye genelinde şalterler indirilmedikçe, üretim durmadıkça bu mücadeleyi kazanamayız” diyerek bu mücadelenin çocuklarının geleceği için çok önemli olduğunu belirtti.
Bir başka işçi şunları söyledi: “Bizde üretim yok şu anda. Demiryolları eylemi çok ses getirdi. Bütün işyerleri bize destek olursa hayat o zaman durur. Kriz nedeniyle işçiler tedirgin. İşçiler yeni yeni uyanmaya başlıyor. Tekel direnişi büyük ses getirdi. Mücadelelerimizi ortaklaştırarak büyütmeliyiz.”
Tayip Erdoğan’ın “ben yetim hakkı yedirtmem” sözlerine öfkelenen bir kadın işçinin dilindense şu cümleler döküldü: “Biz çalışarak emeğimizi aldık. Yatarak para kazanmıyoruz. Ben çocuğumu başkalarına bırakarak işe geliyorum. Halkla işçileri düşman yapmak istiyorlar. Verilen desteği engellemek için ‘yetim hakkı yedirmem’ diyorlar. Kendilerini haklı çıkarmak istiyorlar.”
Şu sözlerse işçilerin saldırılar karşısında yılmayıp daha kararlı hale geldiğini gösteriyordu:
“Haklıyız kazanacağız. Hepimiz gittik Ankara’ya yine gideriz. Birlik beraberlik içinde olmalıyız. Ben ilk Ankara’ya gidişte pek umutlu değildim. Şimdi direniş sürdükçe umudum artıyor. Ölmek var dönmek yok diyoruz. Ben 7 yetim büyüttüm, yetim hakkı yemedim. Bizce genel grev olmalı. Sendika devamlı işçisinin önderliğini yapmalıdır. Biz daha fabrika kapanırken çetin kararlar almalıydık. Geç kaldık ama yine de mücadeleye devam edeceğiz.”