
Türk-İş’in tekel ve itfaiye işçilerine destek amaçlı yaptığı yürüyüşe ben de katıldım. İstanbul Cevahir Alışveriş Merkezinin önünde başlayan ve Şişli AKP ilçe binasına kadar süren yürüyüşte Tekel işçileriyle sohbet etme imkânı buldum. Sohbetimiz ilk olarak 20 yıldan bu yana tekelde çalışan Ayşe ve Fatma ablayla oldu. Kendileriyle yaptığım sohbette tekel işçilerinin şu anki durumunu sordum. Onlar da bana “tüm haklarımız elimizden alınmaya çalışılıyor fakat bunu başaramayacaklar” dediler. Ben de sordum, peki Tekel işçileri kazanırsa ne olur? Ayşe abla, “biz kazanırsak 4/C’den kurtuluruz, bunun için de mücadele edeceğiz, dönmek yok kazanacağız” dedi. Onlara, peki kaybederseniz ne olur, dedim. Fatma abla “ölmek var dönmek yok, biz parmağımıza pırlanta değil çocuklarımızın rızkını istiyoruz” dedi. Kazanmak için ne yapmak gerekir dedim. “Direniş, başka yolu yok, biz ölüm orucunu bile göze aldık. 14 Ocakta kefenlerimizi giyip Ankara’ya yürüyeceğiz” dediler.
Daha sonra görüşmek üzere deyip yanlarından ayrıldım ve başka bir ablanın yanına gittim. Merhaba dedim, sohbet etmeye başladık. Kendisine Tekel çalışanı olup olmadığını sordum. Tekel’den emekli bir işçi olduğunu ve buraya arkadaşlarına destek amaçlı geldiğini söyledi. Sizce bu mücadele kazanımla sonuçlanır mı dedim. “Başka yolu yok, cin lambadan çıktı, artık geri girmesinin imkânı yok. Tekel işçileri ve itfaiye işçileri mutlaka kazanacak, fakat bunun için tüm emek güçlerinin bir araya gelmesi ve gücünü birleştirmesi gerekir, üretimden gelen gücünü kullanması gerekir. Ben inanıyorum ki, bu direniş bir şeylerin kıvılcımını çakacak, burada atılan sloganlar da önümüzdeki sürecin göstergesidir” dedi. Tam bu sırada küçük bir kız çocuğuna gözüm takıldı, buraya niçin geldin diye sordum. Anneme destek olmak için dedi. Annenin neden burada olduğunu biliyor musun dedim. Evet diyerek cevap verdi: “Şunu iyi biliyorum, ben okula giderken annem ve babam bana harçlık veremiyor ama annemin ve babamın ekmeğini, benim de geleceğimi ellerimizden alanların çocukları hiç bunu yaşamıyor, bu haksızlık hem anneme hem de bana yapılıyor. Ben de bunun için buradayım.”
Tekel, İtfaiye ve Belediye işçileri mücadelelerinde gözü kara ve kararlılar. Gözlerindeki kıvılcım “kazanacağız” diyor. İşçi kardeşlerim bu kadar kararlı, fakat sendikacılar bu mücadeleyi kazanımla sonuçlandırmak için ne kadar kararlı? Elbette ki bunu belirleyecek olan işçilerin bilinçli basıncı ve mücadelesidir.
İşçi kardeşlerimizin de dediği gibi: 4-C hükümetin elinde patlayacak!