
Kapitalist ekonomik krizin tırmanışa geçmesiyle on milyonlarca insanın açlığa, yoksulluğa ve işsizliğe sürüklendiği 2009 yılını geride bıraktık. Sermaye sınıfı, şiddetini arttıran ekonomik krizin faturasını işçilere çıkarmaktan geri durmadı. Sosyal hak gaspları, ödenmeyen ücretler, örgütlenmenin önüne dikilen engeller, iş cinayetleri, yaygınlaştırılan bölgesel savaşlar, yükseltilen milliyetçilik dalgası ve göçmen işçi kardeşlerimize yönelen ırkçı saldırılarla kabarık bir yıl… 2010’la birlikte saldırı dalgası, eğer biz dur demezsek, daha da şiddetlenerek devam edecek. Geride bıraktığımız senenin verileri bu yıl ne gibi saldırılarla karşı karşıya kalacağımızı gözler önüne seriyor:
- Türkiye’de 1 milyon işçi işten atıldı. Böylece sadece resmi rakamlara göre işsizlerin toplam sayısı 3,5 milyonu buldu. Sendikaların araştırmaları ise gerçek işsizliğin 6 milyonu geçtiğini ortaya koyuyor.
- Tüm dünyada işsizlerin sayısı 50 milyon daha artarak 200 milyona ulaştı.
- Avrupa Birliği ülkelerinde ve ABD’de resmi işsizlik oranları yüzde 10’u geçti. ABD’de işsizlerin sayısı 15 milyonun, Avrupa ülkelerindeyse 20 milyonun üzerine çıktı.
- Türkiye işsizlik oranında, resmi rakamlara göre, yüzde 15,5 ile Güney Afrika’dan sonra dünyada ikinci sıraya yükseldi. Genç işçiler arasında işsizlik oranı yüzde 28’e ulaştı.
- Türkiye’de, sendikalaştığı için işten çıkarılan işçilerin sayısı 5 yılda yüz bini geçti.
- Türkiye’de kayıt dışı, sigortasız çalışanların sayısı 4 milyona ulaştı. Tüm dünyada bu sayı 2 milyar.
- Türkiye’de son bir yılda kriz bahanesiyle 52 bin işçi ücretsiz izne çıkartıldı. İşsizlik sigortası fonu yağmaya açıldı. Fonda biriken paranın sadece yüzde 5’i işçilere ödendi.
- Katkı payı arttırılarak sağlık hakkı “paran kadar sağlık hizmeti” haline getirildi.
- Yeşil kartlı hastalardan muayene ücreti alınmaya başlandı.
- Sözleşmeli ve taşeron işçilik yaygınlaştırıldı.
- Yaşanan iş cinayetlerinde resmi rakamlara göre Türkiye’de bine yakın işçi, tüm dünyada ise yaklaşık 2 milyon işçi yaşamını yitirdi.
- Tuzla tersanelerinde iş kazaları sonucunda peş peşe ölümler yaşanmaya devam etti. Tuzla’da ölen işçi sayısı 131’e yükseldi. 2009 kapanırken bir toplu iş cinayeti de Bursa’da yaşandı; 19 maden işçisi kardeşimiz patronun kâr hırsının kurbanı oldu.
- İşçilere ödenmesi gereken asgari geçim indirimi, birçok işyerinde ödenmedi.
- Su, elektrik, doğalgaz, ulaşım, gıda gibi temel ihtiyaçlarımıza yıl boyunca yapılan zamların oranı yüzde 80’i buldu. Ücretlere yapılan zamlar ise yüzde 5’i geçmedi. Emeklilere yüzde 1,8, kamu işçilerine yüzde 3, asgari ücretlilere ise yüzde 4 zam yapıldı.
- Türk-İş’in rakamlarına göre açlık sınırı 795 TL, yoksulluk sınırı ise 2588 TL oldu. Buna karşın asgari ücret 577 TL’de kaldı.
- Dünyada açların sayısı 1 milyar 200 milyona ulaştı. 3 milyar insan ise yoksulluk sınırında yaşıyor.
- Türkiye’de ise, TÜİK’in açıkladığı son rakamlara göre 11 milyondan fazla insan yoksulluk sınırında yaşarken, açlık çekenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.
- Türkiye’de her türlü güvenceden yoksun olarak çalıştırılan göçmen işçilerin sayısı 1 milyona ulaştı. AB ülkelerinde ise bu sayının 8 milyonu geçtiği tahmin ediliyor.
Dünya ölçeğinde işçi sınıfına dönük saldırılar hız kesmiyor. 2010 yılında sermaye sınıfının saldırıları daha da artacak. Eğer örgütsüz kalmaya devam edersek haklarımızı kaybetmeye de devam edeceğiz. Mevcut haklarımızı korumak, daha da geliştirmek ve çalışma koşullarımızı düzeltmek için örgütlenmek ve mücadele etmek zorundayız.