Merhaba dostlar, ben Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanında çalışan bir işçiyim. 4 gün önce bütün personele yollanan maili ve bu mailin ardından yaşanan olayları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Mailde, havaalanındaki yolcu sayısının önceki yıla göre %52 oranında arttığı ve gelecek yıllardaki şirket hedefinin bunun kat ve kat üstünde olduğu yazıyordu. Bu mailden sadece üç gün sonra aynı serviste altı ay boyunca birlikte yolculuk ettiğim işçi arkadaşım boynu bükük bir şekilde oturmuş düşüncelere dalmıştı. Halinden bayağı üzgün olduğu anlaşılıyordu. Derdini paylaşmak için “neyin var kardeş” diye sordum. “İşten attılar!” dedi. Gerekçe olarak ise performansının düşük olduğunu söylemişler. “Akşam olduğunda önümüze getirdikleri kâğıtları imzaladık, daha ne olduğunu bile anlamamışken kendimizi kapının önünde bulduk!” dedi. Bu arkadaşımız havaalanında RAMP adı verilen eşya taşıma bölümünde görevliydi ve daha sonra öğrendim ki bu arkadaşımızla birlikte aynı bölümde çalışan ve aynı gerekçe kullanılarak 14 işçi arkadaşımızın daha işine son verilmiş.
Bir taraftan işlerin büyümesiyle övünen işveren, diğer taraftan da ona bu kadar parayı kazandıran işçileri alay eder gibi kapı önüne koyuyor. O kadar açgözlü ki, artan kazancıyla yetinmeyip, çalıştırdığı işçilerin aldığı paraya da göz dikiyor. Çok para kazanıp az işçi çalıştırma derdinde. Ama bu böyle devam etmeyecek, gün gelecek, devran dönecek, hava işçiden yana esecek, tabii bu perilerin sihirli değneğiyle olmayacak, işçilerin örgütlü mücadelesiyle olacak.