Kapitalizmin tarihindeki en büyük ekonomik krizlerden birini yaşıyoruz. Tabii ki kriz deyince akla hemen yoğun işten atmalar, işsizlik, hak gaspları, yoksulluk, açlık ve emperyalist savaşlar geliyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de milyonlarca işçi işini kaybetmiş, sosyal hakları talan edilmiş ve açlığa mahkûm edilmiştir.
Peki, işyerlerimizde işten çıkarmalarla karşı karşıya kaldığımızda neler yapmamız gerektiğini biliyor muyuz? Yoksa işten atıldığımızda sadece “nereye imza atacağım?” sorusunu mu soruyoruz? İşçi kardeşler bilmeliyiz ki yasalara göre patronlar kendi keyiflerince işçi çıkartamazlar. Yani bunu gerekçeli bir nedene dayandırmak zorundalar. Yasalarda kısmi de olsa belli güvencelerimiz bulunuyor, gerekli hukuki yolları sonuna kadar kullanmalıyız.
İşten atıldığımızda ihbar ve kıdem tazminatı da hak ediyoruz. Kıdem tazminatı iş sözleşmesinin sona ermesi sonucunda işçinin yıpranması karşılığı geleceğini güvence altına almak amacıyla ödenen bir tazminattır. İşçinin bu tazminatı alabilmesi için, iş sözleşmesinin feshedilmesinde belli koşulların yerine gelmesi gerekiyor.
Kıdem tazminatına hak kazandıran fesih halleri şunlardır:
İş Kanununa tâbi işyerlerinde, bir yıldan fazla çalışan işçinin iş sözleşmesinin;
- İşveren tarafından İş Kanununun 25/1-3 ve 4. bendinde gösterilen sebeplerle feshedilmesi,
- İşveren tarafından İş Kanununun 17. maddesine göre feshedilmesi
- İşçi tarafından İş Kanununun 24. maddesi uyarınca feshedilmesi,
- Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla feshedilmesi,
- Emeklilik, yaşlılık, malullük veya toptan ödeme almak amacıyla feshedilmesi,
- Kadın işçilerin evlenmeleri halinde, evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde, evlilik nedeniyle feshedilmesi,
- İşçinin ölümü nedeniyle feshedilmesi (kıdem tazminatı bu durumda mirasçılarına ödenir).
Peki, hangi hallerde kıdem tazminatına hak kazanamayız? Bu maddeler ise şöyle:
- İşçinin istifası veya işi terk etmesi
- İşveren tarafından İş Kanununun 25/2 maddesine dayanılarak çıkartılmak
- Belirli iş sözleşmesinin, sürenin bitimiyle kendiliğinden sona ermesi
- İş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma (ikale) ile sona erdirilmesi,
- İş sözleşmesinin yasadışı grev veya direniş nedeniyle feshedilmesi,
- İş sözleşmesinin son bulduğu tarihte işçinin çalışma süresi bir yılı doldurmamışsa işçiye kıdem tazminatı ödenmez.
Kıdem Tazminatı Nasıl Hesaplanır?
Kıdem tazminatı işçinin çalışma süresince geçen her bir yıl için, giydirilmiş son brüt ücretinin 30 günlük tutarıdır. Bir yıldan artan süreler için ise aynı ücret üzerinden ortalama yapılarak ödeme yapılır. Giydirilmiş ücretten kasıt; işçiye verilen ikramiye, prim, yakacak yardımı, yol parası, yemek, giyim, aile, çocuk, konut yardımı gibi ek ödemelerin dâhil olduğu ücrettir. Süreklilik göstermeyen yardımlar kıdem tazminatı hesaplamasına dâhil edilmez. Kıdem tazminatı brüt ücret üzerinden hesaplanır ve binde 6 oranında damga vergisi kesilir.
Kıdem tazminatı hesaplamasına bir örnek verelim.
Örneğin işçinin bir işyerinde çalışma süresi “1 yıl + 1 ay + 19 gün” olsun. Son aldığı aylık brüt ücreti de 1200 TL olsun. Bu işçi senede iki ikramiye, 480 TL yakacak yardımı alsın. Ve yemek parası da (para olarak verilmesi şart değildir, işyerinde yemek veriliyorsa onun aylık tutarı esas alınır) aylık 26 TL olsun.
Aylık brüt ücret | 1.200 TL |
Senede iki maaş ikramiyenin aylık tutarı (2400 TL /12 ay) | 200 TL |
Yıllık yakacak yardımının aylık tutarı (480 TL/ 12 ay) | 40 TL |
Aylık yemek parası | 26 TL |
1 yıl için toplam kıdem tazminatı | 1.466 TL |
1 ay için kıdem tazminatı (1466 TL/12 ay) | 123 TL |
19 gün için kıdem tazminatı ((1466 TL/365 gün) x 19 gün) | 77 TL |
Toplam | 1.666 TL |
Damga vergisi (%0,6) | 9,90 TL |
HAK EDİLEN NET KIDEM TAZMİNATI | 1.656,10 TL |
İhbar Tazminatı Nasıl Hesaplanır?
İhbar tazminatı da işçinin İş Kanunundan doğan yasal bir hakkıdır. İş Kanununun 25/2 maddesi haricinde diğer sebeplerle işten çıkarılan her işçiye, çalışma süreleri göz önünde bulundurularak, ya iş saatleri içinde yasada tanımlanan sürelerde iş arama izni verilmek ya da bu izin verilmeden derhal işten çıkarma yapılıyorsa ihbar tazminatı ödenmek zorundadır. Kendi isteğiyle işten ayrılan işçi ihbar tazminatına hak kazanamaz. İhbar tazminatı üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi kesilir.
İş Kanununa göre ihbar süreleri şöyledir:
0–6 ay arası çalışmış bir işçinin ihbar süresi | 2 hafta |
6–18 ay arası çalışmış bir işçinin ihbar süresi | 4 hafta |
18–36 ay arası çalışmış bir işçinin ihbar süresi | 6 hafta |
36 ay ve üzeri çalışmış bir işçinin ihbar süresi | 8 hafta |
İhbar tazminatı hesaplamasını bir örnekle açıklayalım. Örneğin bir işçi işten çıkartıldı ve çıkartıldığı işyerinde 21 aydır çalışıyor olsun. Brüt ücreti ise 1450 TL olsun. Şimdi hak ettiği ihbar tazminatını bulalım.
Hak edilen ihbar 6 hafta, yani 42 gündür.
Bir gün için ihbar tazminatı (1450 TL / 30 gün) | 48,30 TL |
Hak edilen ihbar tazminatı (48,3 TL x 42 gün) | 2.028,60 TL |
Gelir vergisi kesintisi (%15) | 304,30 TL |
Damga vergisi kesintisi (%0,6) | 12,17 TL |
HAK EDİLEN NET İHBAR TAZMİNATI | 1.712,13 TL |
Evet dostlar, kıdem ve ihbar tazminatları ile ilgili haklarımız bunlar. Bugün patronlar sınıfı uzun zamandır gözünü diktiği kıdem tazminatlarımızı ortadan kaldırmak için harıl harıl çalışıyorlar. Biz işçileri sefalet ücretlerinde gece gündüz çalıştırırken ve sonra işleri bitip bizi bir paçavra gibi kapı önüne koyarlarken, hakkımız olan üç kuruş paraya göz dikiyorlar.
Biz işçiler çalışma yaşamımızı ilgilendiren konuları ve haklarımızı kesinlikle öğrenmeli ve sonuna kadar takipçisi olmalıyız. Aksi takdirde patronlar ve onların temsilcileri bizlerin haklarını olabildiğince kırpmaya devam edecek. Unutmayalım ki patronlar sınıfı bilinçli işçileri kesinlikle aldatamazlar. Bilinçli ve örgütlü işçiler patronlar sınıfının tüm dalaverelerini, tüm oyunlarını bozarlar ve haklarını koruyup sağlamlaştırırlar. Bizim yapmamız gereken de budur.