
Yaklaşık 360 kişinin çalıştığı fabrikada 2 hafta önce 96 işçi idari izne gönderilmiş, birkaç gün sonra da işten çıkartıldıklarına dair tebligatlar evlerine ulaşmıştı. Bunun üzerine, Birleşik Metal-İş sendikasına üye olan işçiler sendika genel merkezine giderek genel merkez yöneticileriyle görüştüler ve işlerine geri dönmek istediklerini, bunda kararlı olduklarını söylediler. İşten çıkartılan işçiler, bir kısmı eşlerini ve çocuklarını da yanlarında getirerek Çarşamba sabahı fabrika önünde toplandılar. Bir araya gelen işçiler attıkları sloganlarla öfkelerini haykırdılar. Akkardan işçileri hep bir ağızdan “Onurlu İşçiyiz İşimizi İstiyoruz”, “Birleşen İşçiler Yenilmezler”, “Akkardan İşçisi İşini İstiyor”, “Çalışma Hakkımız Engellenemez” sloganlarını yükselttiler. Bu sırada, içeride çalışan 08.00-16.00 vardiyasındaki işçiler de yemek molalarında dışarıdaki arkadaşlarını desteğe geldiler. Topluca slogan atarak gelen işçiler, işten atılan arkadaşlarıyla kapı önünde sohbet ettiler. Akkardan’dan atılan 96 işçi arasında baba-oğul ve kardeş olanlar da var.
İşten atılan işçiler ve aileleri saat 14.30’dan itibaren Akkardan patronu ile Birleşik Metal-İş yöneticilerinin toplantısının sonuçlanmasını beklemeye başladılar. Bu bekleme sırasında işçilerle ve aileleriyle sohbet ettik. Özellikle işçi eşlerinin söyledikleri çarpıcıydı. Bir işçi eşi şunları söyledi: “Eşim işten çıkarıldığını söylediğinde 8 yaşındaki oğlumun «baba sen bana şeker alma sen yine de benim babamsın» demesi hepimizi ağlattı. Hatta oğlum, onların villaları var, tekneleri var, jeepleri bile var, niye babamı işten atıyorlar diye sordu.”
Bir başka işçi eşi ise, oğlunun kendisine şu soruları sorduğunu aktardı: “Anne biz artık bir şey yemeyecek miyiz, bir şey alamayacak mıyız?”
İşten atılan bir Akkardan işçisi de, babasının krizler yüzünden defalarca işten atıldığını ve çok zorluklar çektiklerini, kendi çocuklarının da aynı sıkıntıları çekmesini istemediği için işine sahip çıktığını söyledi. Akkardan’da sendikanın 30 yıldır örgütlü olduğunu belirten bir işçi, “uzun süre savaşmayan askerler savaşmayı unuturlar. Biz işçilerin durumu da buna benziyor. Mücadelenin önemini neredeyse unutmuştuk, bu vesile ile yeniden hatırlıyoruz” dedi.
Babasına desteğe gelen ilkokul öğrencisi bir işçi kızı, “şimdi fabrikanın önündeki yol, ağzına kadar işçiyle dolu olmalıydı” diyerek, ibret alınması gereken bir konuşmayla kendisini dinleyenleri düşündürttü.
Akkardan patronu ile BMİS yöneticilerinin görüşmesinin uzaması üzerine 08.00-16.00 vardiyasından çıkan işçiler, toplantı sonuna kadar işten atılan arkadaşlarıyla birlikte beklediler. İki saati aşkın süren toplantı sonrasında BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu bir açıklama yaptı. Serdaroğlu konuşmasında, kısa çalışma ödeneğinin verilmemesini eleştirdi ve Tekel işçilerinin mücadelesi ile genel olarak işçi sınıfına yapılan saldırılardan bahsetti. Serdaroğlu, fabrika yönetimine tekliflerini verdiklerini, bu teklifin işten atılan tüm işçilerin geri dönmesini kapsadığını belirtti. Serdaroğlu, “aksi takdirde fabrika içinde ve dışarıda gerekeni yapacağız. Yüzümüze kara sürmeyeceğiz. Gebze’de ikinci bir Tekel mücadelesi istemiyorlarsa herkesi işe geri alırlar. İşçilerin zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur” dedi. Perşembe sabahı herkesin servislerle fabrikaya gelmesini isteyen Serdaroğlu, yönetimin alacağı karara göre harekete geçeceklerini söyleyerek sözlerini bitirdi.
İşlerini geri isteyen işçiler ve aileleri ise hep bir ağızdan “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”, “İnadına Sendika İnadına DİSK” sloganlarını atarak ertesi sabah fabrika önünde buluşmak üzere evlerine gittiler.