Bir ülkenin başkentinde, insanların kaderlerini oylayan, üçkâğıtçı, düzenbaz ve sadece kendileri için yaşamayı seven siyasetçilerin, bürokratların ve hizmet ettikleri sermaye sahiplerinin şehrinde, onlara gerçek anlamda muhalefet olan işçi sınıfına ayrılan Sakarya Caddesindeki İzmir çadırından bakıyorum dünyaya iki haftadır.
İki buçuk ay önce, beden yorgunluklarıyla, birbirlerine ait son dedikodularını yaptıkları işten eve dönüş saatlerinde, başlarına gelen felâketi konuşuyorlardı gruplar halinde. Kapı görevlisinin müsaadesiyle sığınaklarına döndüler son kez. Ve sonunda sıra onlara gelmişti. Bu sefer kapatılan onların fabrikasıydı. İşçi sınıfının ekmek mücadelesi kararı işte o akşam alınmıştı. Onlar için oynanan oyuna boyun eğmek yok. Ve asla vazgeçilmeyecekti onlara ait olan haklardan.
73. gününde Sakarya’daki işçilerin direnişi. Şayet kaybedilirse bir son olmayacak hiçbiri için. Çünkü işli, işsiz, geleceği karanlığa itilmiş herkese bir umut ateşi yaktı TEKEL direnişçileri.
Sermaye sahipleri ve onların değnekçileri için asıl korku bundan sonra başlayacaktır. Ve onlar için hiçbir yer-yurt olmayacaktır.