
Türk-İş binası önünde bekleyen işçiler kazanın gerçekleştiği Mithatpaşa Caddesine karanfil bırakarak arkadaşlarını anmak istediler. Ancak gerek sendika yöneticileri gerekse de polis buna da izin vermedi. Ne var ki işçiler bunda kararlı davranınca, sendika yöneticileri ve polis arasında yapılan görüşme sonucunda yalnızca 15 işçinin kaza yerine gelebileceği söylendi. Böylece 15 işçi ellerinde karanfillerle kaza yerine gittiler. Burada kaybettikleri arkadaşları için 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirdiler. Kaza yerine karanfil bırakıldıktan sonra işçiler arkadaşlarının cenazesini karşılamak için beklemeye başladılar. Bu sırada Adli Tıp önünde yaşanan olaylarla ilgili bilgiler geldikçe Sakarya Caddesinde bekleyen işçiler iyice gerildiler ve arkadaşlarının yanına gitmek istediler. Bunun üzerine polis barikat kurarak işçilerin alandan ayrılmasına izin vermedi. İşçilerse sık sık “Katil AKP”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Katil Tayyip” sloganları attılar. Polisle işçiler arasına giren sendika yöneticileri öfkelenen işçileri yatıştırmaya çalıştılar. Yaklaşık yarım saat süren gergin bekleyişten sonra cenazenin kaçırıldığı ve Uysal’ın memleketi Amasya’ya götürüldüğü bilgisi geldi. Bunun üzerine öfkelenen işçiler sloganlarıyla AKP’yi protesto ettiler. İşçiler, hükümetin işçilerin ölülerinden bile korktuğunu söylediler. Alanda bulunan polislere yönelik olarak “bundan sonra çadırlarımıza girdiğiniz anda sizi Tayyip gelip alsın” diyerek polise karşı öfkelerini de dile getirdiler. Cenazenin Amasya’ya doğru yola çıkmasıyla direniş alanına dönen işçilerse sendika binasına gelmeden önce Mithatpaşa Caddesinde otobüslerden inerek yolu trafiğe kapattılar ve 15 dakikalık bir oturma eylemi gerçekleştirerek sloganlarıyla öfkelerini haykırdılar.
Konuştuğumuz bir işçi arkadaşımız şunları söyleyerek yaşananlara karşı tepkisini ortaya koydu: “Bu direniş olmasaydı, bu kadar uzun sürmeseydi arkadaşımız bugün yaşıyor olacaktı. Hükümet artık canımıza kastediyor. Bugünde gördük ki onlar bizim ölümüzden bile korkuyorlar. Ama bunun hesabı er geç sorulacaktır. Bundan sonra kimse bu çadırlardan bir yere gitmeyecek, herkes alanda olacak. Burasını onlara inat hep güçlü tutacağız ve istedikleri gibi 4/C’yi imzalamayacağız.”Sabahın erken saatlerinden itibaren oldukça üzgün ve öfkeli olan işçiler en ufak bir gelişmede sendika yöneticileri tarafından durduruldu. Arkadaşlarının kaza yaptığı yere karanfil bırakmaya giderlerken dahi sendika yöneticileri işçileri durdurmaya çalıştı ve onlara çadırlarınıza dönün dedi. Adli Tıp önüne gitmek istediklerinde de yine aynı yöneticiler işçileri yatıştırmaya ve geri döndürmeye çalıştı ve işçileri durdurdu. Sendikanın yaptığı tek şey Hamdullah Uysal’ın cenazesi için bir otobüs dolusu işçiyi cenazeye götürmek oldu. Bir yandan devlet işçi sınıfına saldırıyorken bir yandan da sendika bürokratları kaybedilen işçiler için en ufak bir harekette dahi bulunmuyor. Arkadaşları için yas tuttuklarını söyleyen bir işçi arkadaşımız da bu direnişi artık Hamdullah için kazanacaklarını söyleyerek, tüm işçilerin, destek veren herkesin bu süreçte yanlarında olmalarını istedi.