Atıldıkları fabrika önünde 18 gündür işe geri dönme mücadelesi yürüten Akkardan işçilerine, UİD-DER üyesi işçiler düzenledikleri coşkulu bir etkinlikle destek ziyaretinde bulundular. Akkardan işçilerinin ve işçi ailelerinin bulunduğu direniş alanında gerçekleştirdiğimiz ziyarete, ESP, ÖDP, Kristal-İş’te örgütlü Cam Elyaf ve Duravit işçileri, Petrol-İş ve Emekli-Sen temsilcileri, Tuzla deri ve tersane işçileri, E-Kart’ta direnişte olan, ABB, Bayer, Bilkar, Yapıteknik fabrikalarında çalışan işçiler de destek verdiler.
Gebze ve İstanbul’dan otobüslerle gelen UİD-DER üyesi işçiler, direniş alanına hep birlikte yürüyerek girdiler. “Atılan İşçiler Geri Alınsın”, “Akkardan İşçisi Yalnız Değildir” sloganları ile yürüyen UİD-DER’li işçileri, Akkardan işçileri “Yaşasın Sınıf Dayanışması” sloganı ile karşıladılar.
Havanın soğukluğu, içilen çaylar ve işçilerin kaynaşmasıyla yok oldu. Bir Akkardan direnişçisi, hazırlanan platformdan ziyaretçi işçileri selamladıktan sonra, Kemal Türkler Eğitim ve Kültür Vakfı adına Sebahat Türkler’in Akkardan işçilerine gönderdiği dayanışma mesajını okudu. Ardından söz, Akkardan Direniş Komitesi adına Bayram Yılmaz’a verildi. Patronun işten atma saldırısına 10 Şubattan bu yana direnişle karşılık verdiklerini belirten Yılmaz, “henüz yolun başındayız, direnişten ve işçi sınıfının mücadelesinden öğreneceğimiz çok şey var” dedi.
“Bugün iki mutluluğu bir arada yaşıyorum” diyen Yılmaz, “ilk olarak Akkardan’da direnişçi bir işçi olarak onurumla direnmekten, ikinci olarak da UİD-DER’li bir işçi olmaktan mutluluk duyuyorum” sözleriyle dile getirdi duygularını. Patronun kriz bahanesine inanmadıklarını söyleyen Bayram Yılmaz, “hakkımız olanı almayı öğrenmeli, iş, onur ve insanlığımız için direnmeye devam etmeliyiz” diyerek konuşmasını bitirdi. Direniş alanı Bayram Yılmaz’ın konuşmasını “Birleşen İşçiler Yenilmezler” sloganı ile destekledi.
İşçi aileleri direnişin en önünde!
Bayram Yılmaz’ın konuşmasının ardından, UİD-DER adına bir kadın işçi söz aldı ve duygularını şöyle dile getirdi: “12 yıl evvel bir direniş yaşadım, 12 yıl sonra bugün yine bir direnişteyim. Bunun bir tek nedeni var: ilk direnişimde UİD-DER’i var eden İşçi Öz Eğitim Gruplarının yaptığı bir ziyarette onlarla tanışmamdır. İlk direnişime, 4 aylık çocuğumu evde bırakarak katılıyordum. Şimdi oğlum 12 yaşında ve burada yanımda. İşçi eşlerine sesleniyorum. Çocuklarınızın geleceği için direnişe destek olun, Akkardan’da eşleriniz ve çocuklarınızla birlikte, yan yana olursak kazanabiliriz.”
Direnişçi işçi aileleri adına söz alan Zekiye Yılmaz ise konuşmasına, maden ocağında patronun kârı uğruna hayatını kaybeden 13 maden işçisini anarak başladı. Patronların işçi ailelerine birkaç kuruş para vererek olayı unutturmaya çalışmalarını eleştiren Zekiye Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti: “Akkardan patronu da işçilere tazminatlarını vererek, eşlerimizin, çocuklarımızın işten atılmasına sesimizi çıkartmayacağımızı sanıyor. Bir işçi eşi olarak daima direnişçi işçilerin yanında olacağım! UİD-DER Kadın Komisyonu ile beraber direnişçi işçilere ev ziyareti yapıyoruz. İşçi eşleri bir araya gelmeli. Akkardan patronu sadece 97 işçiyi değil 97 aileyi işten atmış oldu. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününden ders alacağız. Kazanana kadar mücadele edeceğiz. Haklı mücadelelerinde eşlerimizin, çocuklarımızın yanında yer almalıyız.”
Yapılan konuşların ardından, UİD-DER Müzik Grubu, işçi şarkıları, türküleri ve marşlarıyla direniş yerini bayram yerine çevirdi. “İşçi dediğin tek başına direnmez/örgütlü olursa eğer yenilmez” grev şarkısı ve alkışlarla müzik dinletisi sona erdi.
Müzik dinletisinin ardından direnişçi bir işçi çocuğu, ilgiyle dinlenen kısa bir konuşma yaptı: “Tekel işçileri gibi yumruklarımız havada, hep beraberiz. Burada kaç işçinin çocuğu var, ama onların camdan bize bakacak yüzü dahi yok. Ortaya çıksınlar da bir şey söylesinler, polisleri çağırıp, arkasına saklanıyorlar. Polis gaz sıkıyor, ama bizi hiçbir şey etkilemez. Yanımızda bir tek şeyimiz var, o da GURURUMUZ. Omuz omuza hep birlikte kazanacağız.” Uzun süre alkışlanan işçi çocuğunun konuşması “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” sloganı ile desteklendi.
Gebze’de 620. gününe giren E-Kart grevinden bir işçi de, Akkardan işçilerini destekleyen kısa bir konuşma yaptı. E-Kart grevcisi, “heyecanlıyım, birlik ve beraberlik duygusu ile hareket edelim, kazanma umudumuzu yitirmeyelim” diyerek direnişe anlamlı desteğini sundu.
UİD-DER İşçi Tiyatrosu da direniş yerindeydi
UİD-DER İşçi Tiyatrosu’nun, ekonomik krizi anlatan “Hamdolsun Örgütlüyüz” adlı oyunu da direniş yerinde sahnelendi. Oyun öncesinde, grev ve direniş mücadelelerinin yanında olduklarını söyleyen tiyatro oyuncuları, “bizler de işçiyiz, işten sonra yaptığımız çalışmalarla işçi tiyatrosu geleneğini yaşatmaya çalışıyoruz. İşçilerin acı ve sevinçlerini sahneye taşımaya çalışıyoruz. Patronların bizleri robotlaştırmalarına, yoz kültürlerine karşı grev, direniş ve oyunlarımızla karşı duracağız” diyerek direnişçi işçilerin yanında olduklarını ifade ettiler. Oyun, üç çocuklu Niyazi ve Cemile’nin ekonomik kriz ve işten atılmalarla yüz yüze kalışını anlatıyordu. Ailenin örgütlü tek çocuklarının krizin faturasını patronlara fabrikalarında nasıl ödettirdiklerini anlattığı bir finalle ve “işçiyiz haklıyız, hamdolsun örgütlüyüz” nidası ile son bulan oyun büyük bir ilgiyle izlendi.
Tiyatronun ardından direniş yerinde türküler eşliğinde halaylar çekildi. Çekilen halayların ardından direnişçi bir işçi çocuğu, Elif Çağlı’nın “Merhaba” adlı şiirini okudu. Direnişçi işçiler, “istediğimizde neler başarabileceğimizi çok güzel görmüş olduk” diyerek, düzenlediği anlamlı ziyaret için UİD-DER’e teşekkür ettiler. Ziyaret boyunca, gerek servislerle evlerine dönen işçiler, gerekse otomobilleri ve iş araçlarıyla yol üstünden gelip geçenler, kornalar çalarak direnişçi işçilere destek verdiler.
Akkardan işçisi yalnız değildir!
UİD-DER, diğer direnişlere olduğu gibi Akkardan direnişine de destek olmaya devam ediyor. Akkardan işçilerinin işe geri dönme mücadelesi, işten atılan, zorunlu izinlere çıkartılan ve kısa çalışma ödeneğine mahkûm edilen işçilere önemli bir örnek teşkil ediyor. Bölgede birçok fabrikada uygulanan benzer saldırıları geri çevirmenin yolu Akkardan işçilerinin yükselttiği direniş bayrağını sahiplenmekten geçiyor. İşçilerin, işçi ailelerinin, sendikaların, işçi örgütlerinin ve bütün sınıf dostlarının dayanışma içine girmesi gerekiyor. Patronların saldırısı bugün Akkardan işçilerine, yarın hepimizedir. Eğer bizler Akkardan direnişini sahiplenir ve desteklersek, kazanan hem Akkardan işçileri hem de bizler olacağız.