28 Şubat Pazar günü UİD-DER’li işçiler olarak Akkardan direnişini ziyaret ettik. Biz Gazi Mahallesi’nden katılan işçiler olarak direniş yerine vardığımızda hem diğer temsilciliklerden gelen arkadaşlarımızı hem de Akkardan işçilerini görmekten büyük bir heyecan duyduk. İşçi sınıfının evlatları olarak yıllardır birbirimizi tanıyorduk sanki ve hiç yabancılık çekmeden sohbet etmeye başladık. Sohbetlerde o güne kadar patrona büyük kârlar ettirmiş, 17 yıldır işyerine emek veren işçi kardeşlerimizin dâhi bir anda kapının önüne konulduklarını öğrendik. Bir işçi ağabeyimiz “Patron bize aynı gemide olduğumuzu söylemişti. Burası batarsa siz de batarsınız diyordu, fabrika hâlâ burada ama biz battık” diyerek patronların ikiyüzlülüklerini bir kez daha ortaya koyuyordu.
UİD-DER’li bir direnişçi işçi ağabeyimiz, kürsüde, “İki şeyden gurur duyuyorum; birincisi patronun baskılarına boyun eğmeyerek direnen Akkardan işçisi olmaktan, ikicisi ise UİD-DER’li bir işçi olmaktan” sözleriyle bizlere de büyük bir gurur ve sevinç yaşattı. Yine daha önceden direniş deneyimi olan bir arkadaşımız “İşimize sahip çıkmalıyız, başka yerde iş aramayacağız” sözleriyle bütün sınıf kardeşlerimizi mücadeleye davet etti. Direnişçilerden birinin çocuğu olan 12 yaşındaki kardeşimiz ise “Biz birlik olursak kimse bize bir şey yapamaz. İşte biz buradayız. Patronlar korkularından kendileri gelmek yerine polisleri gönderiyorlar, burada olsalar bir söz bile edemezler” diyerek kocaman yüreğiyle patronlara meydan okudu.
Ziyaretimiz UİD-DER tiyatro ve müzik gruplarının hazırlamış olduğu oyunlar ve müziklerle devam etti. Hep birlikte sınıf dayanışmasının güzel bir örneğini yaşadık. Gün bu şekilde sona erdi ama mücadele tabii ki devam ediyor. Küçük kardeşimizin de haykırdığı gibi şimdi tek yumruk olma zamanı! Ve şimdi omuz omuza dayanışmayı büyütme zamanı!
Yaşasın Akkardan İşçilerinin Onurlu Direnişi! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!