Pazar günleri normalde tatil günüdür. Kimi evinde oturur, kimi gezer, kimi de bizim gibi işçi kardeşlerini destek amaçlı ziyarete gider. Pazar günü UİD-DER’li işçiler olarak Gebze’deydik. AKKARDAN fabrikasında çalışan işçi kardeşlerimizin yanındaydık. Sloganlar eşliğinde direnişteki işçilerin yanına yürüdük. Onlara desteğimizi hissettirdiğimize yürekten inanıyorum. Direniş havasını solumak o kadar değişik ve güzel bir duygu ki, anlatılmaz yaşanır diyorum ben.
Direnişteki işçi arkadaşlarımızla sohbet edip o havayı soluduktan sonra yapılan konuşmaları hep birlikte dinledik. Ardından arkadaşlarımızın söylediği şarkıları dinledik, hep beraber eşlik ettik, halaylar çektik işçi kardeşlerimizle. Sırada derneğimizin işçi tiyatrosundaki arkadaşlarımızın oyunu vardı: “HAMDOLSUN ÖRGÜTLÜYÜZ!” Tam da direnişe uygun bir oyun. Krizi anlatan bir oyundu bu. İşçi arkadaşlarımızdan oluşan tiyatro ekibi oyunu çok güzel oynadılar. Aslında işçiler yaratıyor bütün güzellikleri.
Biz işçiler nerede direniş, birlik ve beraberlik varsa orada olmalıyız. Yerimizi en ön saflarda belirlemeliyiz. İşlerimize nasıl koşar adımlarla gidiyorsak, eğlenmeye şuraya buraya koşarak gidiyorsak direnişlere de öyle gitmeliyiz. Daha çok örgütlemeli ve örgütlemeliyiz. Bugün dünyanın dört bir yanında işçiler grev ve direniş yapıyorlarsa, haklarını arıyorlarsa, o halde işçiler patronların sandığı kadar akılsız değiller. İşçi sınıfı bugün sessiz görünebilir ancak fırtına eninde sonunda kopacaktır. İşçi sınıfı bilinçlenecek, mücadeleci bir ruha kavuşacak ve tarihin altın sayfalarına adını yazacaktır. Fakat işçi kardeşlerim bekleyerek olmaz, mücadele etmek lazım.
Haydi, işçi kardeşler bugün onlara yarın size.
Şimdi sınıf dayanışmasını yükseltme zamanıdır.
Ver elini kardeşim desteğine ihtiyaç duyduğum andır.
Bir çocuk ağlıyor babası işsiz.
Anlamıyor yokluktan, nasıl anlasın o daha küçücük.
Ve binlercesi aç yatıyor, aç uyuyor.
Ve aç ölüyor…
İşte kardeşlerim
Yine olan bize oluyor.
Haydi, gelin birlikte mücadele edelim.
Gelinde dostluk ağlarını beraber örelim.
İşçi sınıfının haklarının koruyucusu yasalar değil, işçi sınıfının bizzat kendisidir. Onun örgütlü mücadelesidir.