Yaşanılan ekonomik krizin faturasını biz işçiler ödemeye devam ediyoruz. Patronların düzeni kapitalizmin yarattığı krizin acı reçetesi, işçilerin yaşamlarını sefalet düzeyine doğru çekiyor. Kriz gerekçe gösterilerek keyfi bir şekilde işten çıkarmalar devam ediyor. Fakat ne yazık ki, bizlerin mücadele örgütleri olan sendikalar, başlarına çöreklenen bürokratlar yüzünden bu saldırılara anlamlı bir mücadeleyle karşılık veremiyorlar. Söz konusu faşist gangster sendika Türk Metal olunca, bıraktık mücadeleyi, işten çıkarmalar bizzat sendikacılar eliyle yapılıyor. Bunun son örneği, Gebze’de bulunan Arçelik ve Akplast fabrikaları.
Türkiye’nin en büyük tekellerinden olan Koç grubuna bağlı Arçelik fabrikasında, Mart ayında yaklaşık 70 işçi işten çıkartıldı, bir o kadar işçi de yine bu gruba bağlı Arçelik-Lg fabrikasına gönderildi. Hemen hemen her dönem yapılan bu uygulamayla, işsizlik bir kırbaç gibi kullanılarak içeride çalışanların seslerinin çıkmaması isteniyor. Bu fabrikalara genellikle 3 aylık periyotlarla işçi alınmakta. Birçok fabrikanın uyguladığı bu yöntemle, ucuza çalıştırılan işçilerin sırtından muazzam kârlar elde edilmekte. İşçiler ise iş güvencelerinin olmadığını bilerek çalışmak zorunda kalmaktalar. Çünkü işsizlik kırbacı enselerinden hiç eksik olmuyor.
Bir diğer örnekse Akplast fabrikasında yaşananlardır. Burada da Türk Metal sendikası vardır. Ayrıca aynı patronun Akın Metal adında bir başka fabrikası da bulunuyor. Bu fabrikada da Türk Metal yetkili. Ortalama 700 işçinin çalıştığı fabrikada, hemen her zam dönemi öncesinde işten çıkartmalar yaşanmakta. Zam vermemek için yapılan bu işten çıkartmalar sonrasında yeni işçi alımları başlıyor. Böylelikle yapılan zammı her işçi alamıyor. Yeni işçilere asgari ücretle işbaşı yaptırılıyor. Mart ayında da yaklaşık 60 işçi işten atıldı. Burada çalışan 12 senelik bir işçi, bu sayının 160’ı bulabileceğini söylüyor. Hemen her dönem uygulanan bu politika, bizzat sendikayla birlikte karara bağlanıyormuş. İçeride tepkilerin çok cılız olduğunu söyleyen işçi arkadaşımız, karşı çıkanların diğer fabrikaya sürüldüğünü belirtiyor. Kıdemi fazla işçilerin kendiliklerinden istifa etsinler diye daha ağır çalışma koşullarının olduğu Akın Metal fabrikasına gönderildiğini söyleyen işçi arkadaşımız, işçilerin tazminatlarını kaybetmemek için bu yapılanlara razı olduklarını belirtti. Sendikaya yapılan şikâyetlere, temsilcilerin cevabı şu yönde oluyor: “Kanun patrona böyle bir hak veriyor. Başka fabrikaya da gönderir, işten de çıkartır. Sonuçta işten çıkardıklarının tazminatlarını ödüyor, bizim yapacağımız bir şey yok.”
Evet dostlar, patronların bu kadar pervasızca saldırılarını sürdürmesinin tek nedeni biz işçilerin örgütsüz ve dağınık olmasıdır. Şunu da belirtmekte yarar var, bu işyerlerinde yaşananlar diğer işyerlerinde de yaşanmaktadır. Oralarda da sendikalar üzerlerine düşen görevleri yapmıyorlar ve patronlarla kol kola çalışıyorlar. İşçi sınıfının örgütsüz olduğu her yerde bu tarz saldırıların yapılması oldukça kolaydır. Yapılması gereken tek bir şey var aslında, o da örgütlenerek mücadeleye girişmektir. Bunu yapmadığımız sürece, sırtımızdaki işsizlik ve açlık kırbacı sürekli şaklayacak ve sefalet koşullarında ömrümüzü tüketmeye devam edeceğiz. Yaşanılabilir bir dünya ve mutlu bir gelecek için mücadele saflarına!