İsmail Çakır, Ebru Yavuzdeğer, Nevin İşcan, Kader Boztepe, Nermin Irmak, Necmiye Deniz ve son olarak Hakan Akşen. Belki isimleri size yabancı gelecek. Ama bu insanlar, kiminin babası, kiminin annesi, kiminin akrabası ve yakın dostu. Bu isimlerin ortak bir özelliği var dostlar, hepsi işçiydiler ve hepsi de iş kazaları sonucu yaşamlarını yitirdiler. Evet, bu isimler artık hayatta değiller, bu işçiler patronların kâr hırsına kurban gittiler, üstelik son bir haftada. 7 Nisan günü Yalova tersanesinde kaybettik İsmail Çakır’ı. Malzeme taşırken dubanın devrilmesiyle başını gemiye çarptı ve denize düştü İsmail Çakır. Sonra ise tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı.
Alkım Tekstil’de çalışan Ebru Yavuzdeğer, Nevin İşcan, Kader Boztepe, Nermin Irmak ve Necmiye Deniz ise 8 Nisan gecesi zorunlu mesai dönüşü bindikleri servisin uğradığı trafik kazasında feci şekilde yaşamlarını yitirdiler. Aynı kazada 17 işçi de yaralandı. Hepiniz bilirsiniz tekstil işçilerinin çalışma şartlarını. Oldukça ağır şartlarda, uzun saatlerde ve düşük ücrete çalıştırılıyorlar. Kaza yaşanınca ajanslara şöyle geçildi haber: “Saat 20.00’da normal mesaileri biten işçiler 2 saat mesai ücreti uğruna hayatlarından oldular.” Düşünün, saat 20.00 işçiler için “normal mesai”nin bitiş saati sayılıyor. Yani işçiler 12 saat çalışmışlar, bu da yetmemiş 2 saat daha fazla mesaiye bırakılmışlar. İşte bu cinayetin sonucu 5 kadın işçi kardeşimiz daha aramızdan ayrıldı.
Bu olaylardan hemen sonra Kocaeli’de Hakan Akşen’i kurban verdik patronlara. Hayat Kimya’nın ek binasının inşaatında boya işi yapan Hakan Aşken, tavan ile vinç sepeti arasında sıkışarak hayatını kaybetti. Evet dostlar son bir haftada 7 işçi kardeşimizi kurban verdik iş kazalarında. Bunlar sadece basına yansıyalar. Dünyada her 6 dakikada bir iş kazası yaşanmaktadır. Türkiye ise iş kazalarında Avrupa ülkeleri arasında ikinci sırada bulunuyor. Bu dizginsiz çalışma koşullarında kimimiz vücudumuzun bir parçasını bırakırken makinenin dişlilerinde, kimimiz ise hayatımızı vermekteyiz. Tüm bu yaşanan iş kazalarına ancak örgütlü olabilirsek dur diyebiliriz. Aksi takdirde yaşamlar kararmaya devam edecektir. İş cinayetlerinin önüne geçebilmek için her alanda örgütlenmeli ve mücadele bayrağını yükseltmeliyiz. Patronlara dökecek kanımız yok.