
Çeşitli kentlerden Ankara’ya yürüyen Eğitim-Sen üyesi kamu emekçileri, 17 Nisanda Kurtuluş Parkı’nda kitlesel bir miting gerçekleştirdiler. On bini aşkın işçi ve emekçinin katıldığı miting, “Kamusal Eğitim, Kadrolu Çalışma, Demokratik Yaşam” sloganıyla örgütlendi. Mitinge, çeşitli sosyalist grup ve partilerin yanı sıra, Tekel, İSKİ, İSDEMİR işçileri, Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu, Eğitim Emekçileri Derneği, İşsiz ve Güvencesiz Eğitimciler Platformu da katılarak destek verdi.
Eğitim-Sen Ankara’ya şu taleplerle yürümüştü:
1. Sadece parası olanların değil, herkesin eğitim hakkından eşit ve parasız bir şekilde yararlandığı bir eğitim sistemi oluşturulmalı
2. Eğitim programının bireyci, ders kitaplarının bilimdışı, eğitimin paralı olması karşısında; kamusal, bilimsel, laik, anadilde ve demokratik eğitim istiyoruz
3. Çocuklarımıza yeterli beslenme imkânı verilmeli, süt, temiz su ve yılda en az iki defa ücretsiz sağlık taraması yapılmalıdır
4. Okul öncesi eğitimden yüksek öğrenime kadar okullaşma ve okulların mevcut yapılanmasına dair temel sorunlar çözülmelidir
5. Sözleşmeli, geçici, ücretli çalıştırma karşısında; kadrolu ve güvenceli çalıştırmanın esas alındığı bir düzenleme yapılmalıdır
6. Eğitime ilişkin karar süreçlerinde sadece yöneticilerin emirleriyle karar alınması karşısında; eğitimin bileşenlerinin (öğretmenler, hizmetliler-memurlar, öğrenciler, veliler ve bilim insanları ) katılımıyla karar süreçleri demokratik işleyişle belirlenmelidir
7. Eğitim ve bilim emekçilerinin, hizmetli ve memurların, üniversite çalışanlarının, ÖSYM ve Yurt-Kur çalışanlarının ekonomik, özlük, sosyal ve demokratik hakları, grev hakkı da tanınarak toplu sözleşmeyle belirlenmelidir.
Ankara yürüyüşü devam ederken çeşitli kentlerde mola veren Eğitim-Sen üyeleri ve demokratik kitle örgütleri, yaptıkları basın açıklamalarında yukarıdaki taleplerini dile getirmişlerdi. Bu basın açıklamalarında Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, eğitim sistemindeki adaletsizliğe, eşitsizliğe ve öğretmenlerin yaşadıkları sıkıntılara değinmişti. Krizin tüm yükünün yoksul işçi-emekçi insanların sırtına yıkıldığını, insanların daha da yoksullaştığını ve geçinemediklerini dile getirmişti. Zübeyde Kılıç, öğrencilerin okullara aç karınla gittiğini, bu yüzden öğrencilere ücretsiz beslenme ve süt verilmesi gerektiğini belirtmişti. Eğitime, yalnızca parası olanın ulaştığını da söyleyen Kılıç, bu eşitsizliğin ve adaletsizliğin ortadan kalkması için Ankara’ya gittiklerini dile getirmişti. Anayasa değişikliğine de değinen Kılıç, hükümetin göstermelik olarak kendilerinden öneri aldığını, hazırlanan pakette kendi önerilerinin hiçbirinin yer almadığını belirtmişti.
Kılıç Ankara’daki mitingde de bu yöndeki eleştirilerini sürdürdü. Anayasa paketinde eğitim ve sağlık gibi temel konuların güvence altına alınmadığına değinen Kılıç, emeği ve emekçileri dikkate almayan bir anayasa taslağını kabul etmeyeceklerini dile getirdi. Ankara’da sınav sistemini protesto ederken polisin vahşice saldırısına maruz kalan ve tutuklanan lise öğrencilerine yapılan muameleyi de kınadı. Ayrıca Samsun’da Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı da kınayan Kılıç, var olan sorunları çözmek için eylemde olduklarını dile getirdi.
Mitingde bir konuşmada da KESK Başkanı Sami Evren yaptı. Evren Ahmet Türk’e dönük saldırıyı lanetledi ve anayasa paketini eleştirdi. Evren bu haliyle pakete destek vermeyeceklerini ve demokratik bir anayasa istediklerini dile getirdi. Kitleleri 1 Mayıs’ta alanlara çıkmaya çağıran Evren, 26 Mayısta yapılması tasarlanan iş bırakma eylemi için de çağrıda bulundu.
Eylem boyunca sık sık şu sloganlar atıldı: “Toplu Sözleşme Hakkımız, Grev Silahımız”, “Yaşasın Demokrasi Mücadelemiz”, “Parasız, Bilimsel, Laik Eğitim”.