4 Şubatta yapılan Tekel işçileriyle dayanışma grevine katılarak iş bırakan TÜBİTAK çalışanı Aynur Çamalan bu nedenle işten atılmıştı. Tez-Koop İş sendikasında örgütlü olan Çamalan bunun ardından hakkını aramak için 8 Martta işyeri önünde direnişe başladı. İşten atılmasının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını belirten Çamalan’a pek çok emek örgütü de destek veriyor.
Ancak Çamalan TÜBİTAK’ın haksız bir şekilde işten attığı tek kişi değil. TÜBİTAK, 26 Ağustos 2009’da da 6 güvenlik görevlisini haksız bir şekilde işten atmıştı. Yapılan sağlık kontrollerinde “silahlı güvenlik görevlisi olarak çalışamayacakları”na dair sağlık raporuna dayanılarak işten atılan işçiler, bunun haksızlık ve hukuksuzluk olduğunu belirtiyorlar. Yasa gereği bu şekilde sağlık durumu nedeniyle çalışamaz raporu olan işçiler başka bir pozisyonda çalıştırılmaya devam edilir. Ancak bunun yerine tamamen hukuksuz bir biçimde 6 işçi işten atılmıştı. Bunun üzerine işe iade davası açan işçilerin mahkemesi halen sürüyor. Bu süreçte sendikaları Tez-Koop-İş’in kendilerini sürekli susturduğunu ve bekleyişe ittiklerini söyleyen işçiler, sendikanın kendilerine “zaten işe döneceksiniz, ortalığı fazla karıştırmayın” dediğini söylüyorlar.
Geçtiğimiz hafta Tez-Koop-İş Gebze Şubesinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulda divana karşı Aynur Çamalan’la birlikte bir eylem gerçekleştiren işçiler bundan sonra sessiz kalmayacaklarını söylediler. İşten atılan işçiler, Ankara TÜBİTAK önünde direnişe devam eden Aynur Çamalan’ın oturma eylemine destek olmak ve bir basın açıklaması yapmak üzere direnişin 46. gününde Ankara’ya geldiler. Sabahın erken saatlerinde Ankara’ya gelen işçiler oturma eylemine başladı. Saat 12.30’da da emek örgütlerinin ve Ankara Direnişteki İşçi-Emekçilerle Dayanışma Platformu’nun desteğiyle bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı Aynur Çamalan okudu. TÜBİTAK yönetiminin atılan işçileri derhal geri almaya ve kendi asli işi olan bilimsel araştırmalara geri dönmeye çağrıldığı açıklamada, başta Tez Koop-İş olmak üzere, Türk-İş ve tüm sendikalar sınıf mücadelesinin parçası olmaya ve var olan direnişleri sahiplenmeye çağrıldı.
Çamalan’dan sonra Ankara Direnişteki İşçi-Emekçilerle Dayanışma Platformu da bir açıklama yaparak, son süreçte sermaye cephesinin işçi ve emekçilere dönük saldırılarını arttırdığını ve örgütsüz, güvencesiz çalışmanın dayatıldığını belirtti. Ancak yapılan saldırılara karşı direnişle cevap veren işçi ve emekçilerin de var olduğu ve bu durumun patronlar sınıfına korku saldığı da dile getirildi. Açıklamanın ardından Aynur Çamalan’ın 30 Nisanda gerçekleştirilecek ilk duruşmasının duyurusu da yapıldı. Açıklamanın ardından TÜBİTAK işçileri Tez-Koop-İş genel başkanı Gürsel Doğru ile görüşmeye gittiler.
Sermayenin giderek artan saldırılarına karşı işçi ve emekçiler sessiz kalmayacaklarını, haklarını arayacaklarını çeşitli grev ve direnişlerle gösteriyorlar. Bu noktada üstüne çok iş düşen sendika bürokratlarıysa sorumluluklarını yerine getirmiyorlar. Ancak sendikalar biz işçilerindir ve bizler sendikalarımıza sahip çıkmak zorundayız. Bilmeliyiz ki ancak örgütlü bir şekilde mücadele edersek kazanabiliriz.
İşten Atılan İşçiler Derhal İşe Alınsın!
Yaşasın Sınıf Dayanışması!