Matbaa işçileri olarak birçok sorun yaşıyoruz. Birçok matbaada işçiler sendikasız, sigortasız ve düşük ücrete çalıştırılıyor. İş kazası geçiren ve meslek hastalığına yakalanan çok sayıda işçi arkadaşımız var. Matbaa patronları sırtımızdan para kazanırken, biz işçilerin geleceğini hiçbir patron düşünmemektedir. Bizlerin yaşadığı sorunları patronlar çözemez. Matbaa patronları bu sorunların kaynağıdır. İşçilerin yaşadığı sorunları ancak işçilerin birliği ve örgütlü mücadelesi çözebilir. Sorunlarımız gibi çözüm yollarımız da ortaktır.
Türkiye’de matbaa sektörü her geçen gün büyüyor. Yeni matbaa fabrikaları kuruluyor. Kâğıt, ambalaj, tabaka, poşet, kırtasiye, baskı vb. bölümlerinde üretim artışı yaşanıyor. Matbaa meslek liseleri ve meslek yüksek okulları ile eğitimli işçi orduları yetiştiriliyor. Fakat bütün bu gelişmeler, matbaalarda çalışan biz işçilerin sorunlarını çözmeye hizmet etmiyor. Matbaa fabrikalarında düşük ücret alan, hatta ücretini düzenli alamayan birçok işçi arkadaşımız var. Sigorta istediklerinde kapı dışarı ediliyorlar. Bel fıtığı, işitme kaybı, akciğer hastalıklarına yakalanıyoruz. Parmaklarımızı makineler kapıyor. Bobinler ayağımıza düşüyor. Aşırı mesailer nedeniyle ailemize vakit ayıramıyoruz. Kriz nedeniyle birçok matbaa işçisi işten atılıp işsiz kaldı.
Matbaa işçileri olarak sorunlarımızı çözmek için bir araya gelmeliyiz. Bu sorunlarımızı patronlar çözmeyecektir. Matbaa işçileri olarak birleştiğimizde, ortak taleplerimizi hep beraber yükseltmeye başladığımızda sorunlarımıza gerçek çözümler bulmaya başlayacağız. Bu çok kolay değil, fakat zor da değil. Birçok matbaa fabrikasında işçiler örgütlendiler. Bir araya gelen işçiler önce aralarında sıkı bir bağ kurdular, sonra sendikalaştılar. Patronlar işçilerin haklarına saldırıp, onları kötü çalışma koşullarına mahkûm etmek istediklerinde veya işten atmaya kalkıştıklarında bu işçi arkadaşlarımız grev ve direnişlerle, iş durdurmayla birbirlerine sahip çıktılar. E-Kart matbaasında çalışan işçiler toplu iş sözleşmesinde patronla anlaşma sağlanamadığı için grev haklarını kulandılar. Kurtiş matbaasında patron kriz dolayısıyla aylardır işçi ücretlerini ödemeyerek işçi çıkarmaya başladığında işçiler direnişle karşılık verdiler. ATV-Sabah basın işçileri de sendikal hakları için grevdeler. Geçmişte de Rotopark’ta işçiler uzun bir hazırlık döneminden sonra sendikayı fabrikalarına soktular. Devlet Malzeme Ofisi’nde, Darphane ve Damga matbaasında, Başbakanlık Basımevi’nde, Ziraat Bankası Matbaasında işçiler sendikalarında örgütlendiler ve hakları için hep birlikte mücadele ettiler.
Bugün sahip olduğumuz hangi hak varsa geçmişteki işçi örgütlenmeleri ve mücadeleleri sayesinde kazanılmıştır. Örneğin matbaa işçilerinin yıpranma nedeniyle erken emeklilik hakkı, servis, sigorta, dinlenme yerleri ve duş gibi olanakları işçilerin mücadeleleri, grevleri ve direnişleri sayesinde kazanılmış haklardır. Ancak bugün sahip çıkmadığımız için bu haklar tek tek elimizden gidiyor. Patronlar kendi aralarında çok sıkı bir şekilde örgütlenmiş, işçilerin bu haklarını ellerinden almak için bütün güçleriyle saldırıyorlar. Biz işçiler de birleşerek bu baskılara boyun eğmeyeceğimizi göstermeliyiz. Karamsarlığa kapılmamalıyız. Biz olmazsak matbaada hiçbir üretim olmaz. Üretim bizim elimizdedir. Bu nedenle bugünden başlayarak UİD-DER gibi işçi örgütlerinde örgütlenmeliyiz. Moralini yitirmiş, patron karşısında sesini çıkaramayan işçi arkadaşlarımızla konuşarak, haklarımızı aramak için birbirimize güvenmeliyiz. Matbaa işçileri olarak birbirimize güvenmek ve ortak hareket etmek zorundayız. Birleşerek hareket ettiğimizde, patronlar “kapı orada, beğenmeyen çeksin gitsin” diyerek bizi tehdit edemeyeceklerdir.