
image001_8.jpg [1]

Marmara Üniversitesi hastane binasının deprem riski gerekçesiyle Altunizade’den Pendik-Kaynarca’ya taşınması ve hastane yönetiminin Sağlık Bakanlığı’na bağlanması planlanıyor. Üniversite ile Sağlık Bakanlığı arasında buna ilişkin bir protokol de imzalanmış durumda. Ancak binlerce işçiyi ilgilendiren bu protokol ne yazık ki hâlâ sağlık çalışanlarıyla paylaşılmamıştır. Dolayısıyla çalışanların hayatını ilgilendiren konular (evini taşımak, çocuğunun okulunu, kreşini değiştirmek gibi) belirsizliğini korumaktadır. Taşınma süreci ile birlikte hastane binasının yemekhane ve acil servisi dâhil olmak üzere birçok bölümü kapatılmış ve bu durum hem hastane çalışanlarını hem de hastaları etkilemiştir. İnsan sağlığı gibi önemli bir konuda böyle bir tutum sergilenmesi birçok riski de beraberinde getirmektedir. Küçücük alanlarda hasta tedavi etmeye çalışan doktorlar, aynı zamanda öğle tatillerinde de dinlenememektedirler. Çalışanlar yemeklerini otoparkta kurulmuş bir çadırda yemektedirler. Tüm kadrolu işçilerin etkilendiği bu kötü koşullar aynı zamanda taşeron firmaya bağlı işçileri de etkilemektedir. Uzun süredir ücretler sürekli olarak geç ödenmektedir.
Marmara Üniversitesi Hastanesinde yalnızca taşınma süreci ile ilgili sıkıntılar yaşanmamakta, döner sermayeden tutun de kreş sıkıntısına kadar birçok sıkıntı yaşanmaktadır. Hastane çalışanlarına düzenli olarak her ay ödenmesi gereken döner sermaye beş aydır ödenmemektedir. Yüzlerce kadın çalışan olmasına rağmen işçilerin kreş talepleri yerine getirilmemektedir.
Tüm bu sıkıntıların gündeme gelmesi ve çözüm bulunabilmesi için Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) yaklaşık üç aydır hastane ve üniversite yönetimi ile görüşmeler yapmakta ve sağlık çalışanlarının taleplerini dile getirmektedir. 1 Mayıs öncesinde de dört gün boyunca hastane önünde eylemler yapılmıştı. Bu eylemlerin sonucunda hastane yönetimi her 15 günde bir taşınma süreciyle ilgili düzenli bilgilendirme yapacağı sözünü vermiş ve en azından bir aylık döner sermaye katkı payını ödeyeceğini bildirmişti. Ancak talepleri kısmen karşılanan kamu emekçileri tüm talepleri karşılanıncaya kadar eylemlerine devam etme kararı aldılar. Ve bu eylemleri hastane bahçesinden Rektörlüğe taşımaya karar verdiler. 11 Mayısta Rektörlük önünde yapılan basın açıklamasında, taşınma öncesi ödenmeyen tüm döner sermaye katkı paylarının ödenmesi ve taşınma esnasında hastanedeki tek bir kişinin bile mağdur olmaması istendi. Taşeron, sözleşmeli, kadrolu, 4-B’li tüm çalışanların özlük ve sosyal hakları korunarak güvenceli geçişinin sağlanması talebi dile getirildi. Eylem boyunca “Döner Sermaye Hakkımız Söke Söke Alırız”, “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz”, “Sağlıkta Yıkımı Durduralım”, “Söz Yetki Karar Çalışanlara”, “Marmara Marmara Duy Sesimizi Bu Gelen Emekçinin Ayak Sesleri”, “Parasız Eğitim, Parasız Sağlık”, “Ne 4-B ne 4-C Herkese Güvence” sloganları atıldı.
Hak gaspları kamu kuruluşlarında da sürüyor. Kamuda çalışan kadrolu işçilerin ve on binlerce taşeron işçisinin geleceği, birlikte örgütlenerek haklarını aramalarına bağlıdır. Örgütlü mücadeleden başka çaremiz yok.