Gebze UİD-DER temsilciliğindeki arkadaşlarımızla şu anda direnişte olan Procast işçilerini ziyaret ettik. Procast Metal 2005 yılında 50 işçiyle faaliyete başlamış. 2010 yılına gelinceye dek sürekli büyümüş ve üretimini arttırmış. Tuzla Orhanlı Boya ve Vernik Sanayi Bölgesinde üretim yapan bir fabrika. Evet, kriz döneminde hiç durmadan yoğun mesailere maruz kalan, iki yıldır hiçbir zam alamayan, patronun “hafta sonları mesailerine gelmezseniz iki yevmiye keserim” dayatmalarına uzun süre boyun eğen işçi kardeşlerimiz, sonunda mücadele etmeye karar vererek sendikalılaşmaya girişmişler.
Şu anda 150 işçinin çalıştığı Procast Metal’de, işçiler patronun yoğun baskılarının ardından Birleşik Metal-İş sendikasında örgütlenme kararı almışlar. 3 ay önce örgütlenme aşamasında sayı 80’lere vardığında, patronun bu duymasıyla 17 işçi adaletsiz, hukuksuz bir biçimde tazminatsız olarak işten atılmış. Ardından patronun vaatlerine kanan 5 işçi sendikadan istifa edip işe geri dönmüş. Bu olumsuzluklara karşın, mücadeleci 12 işçi, 12 Mayıstan bu yana fabrika kapısının önünde direnişi sürdürüyor.
Direnişçi işçileri ziyaretimiz sırasında sohbet ederken bazı sorularımıza şu yanıtları aldık:
Bu süreç boyunca sendikadan eğitim aldınız mı?
Hayır. İçimizde birkaç arkadaş var, daha önce bu işlerin içindelermiş, onlardan aldığımız bilgiler var bir tek.
Bugüne kadar hangi kurumlar sizi ziyaret etti ya da siz ziyarete gittiniz mi?
Açıkçası ilk misafirimiz sizsiniz, biz nereleri ziyaret edebiliriz, ne faydası olur ki?
Siz direnişçi işçiler olarak bir sonraki gün ne yapacaksınız, herhangi bir planınız, programınız var mı?
Valla bilmiyoruz, sendikacılar bize gel derlerse geliyoruz, onlar biliyorlar bu işin yolunu.
Sorduğumuz sorular ve aldığımız cevapların ardından UİD-DER’den öğrendiklerimizi elimizden geldiğince işçi arkadaşlarımıza aktarmaya çalıştık. Neden demokratik kitle örgütlerine, UİD-DER gibi emekçi dostu kurumlara ulaşmaları, oralara ziyaretlerde bulunmaları gerektiğini anlattık. Ayrıca direnişçi işçiler olarak Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu diğer fabrikaları ziyaret etmeleri gerektiği üzerinde durduk. Gerektiğinde medyaya burada yaşananların taşınması ile bir kamuoyu oluşabileceğini ifade ettik. Direnişçi işçiler olarak ilk önce tazminatlarını kurtarmak için değil örgütlü bir biçimde fabrikaya dönmek için mücadele etmeleri gerektiğini söyledik. Ve en önemlisi de örgütlülüklerini hiçbir şartta dağıtmamaları gerektiğini ifade ettik.
Fakat bunların dışında, siz duyarlı işçilere söylemem gereken bir şey var dostlar. Direnişteki işçi arkadaşlarımızın, umutlarını güçlendirmek için, bir merhabaya, bir tebessüme, sıcacık bir tokalaşmaya ihtiyaçları var. Bunu onlardan esirgemeyelim.
Birleşen İşçiler Yenilmezler!